Recep Akdağ; “Sağlık Bakanı Olarak Vatandaşın Hakkını Arayacağım” Sağlık Bakanı Recep Akdağ , sağlık muhabirlerine verdiği iftar yemeğinde bir günlük iş bırakma eylemini değerlendirerek; eyleme katılan hekimleri ''küçük, marjinal ve ideolojik bir grup'' olarak niteledi. Akdağ, eylemin vatandaşların sağlık hizmeti alma hakkını engellediğini söyleyerek eyleme katılan hekimlere ilişkin yaptırım uygulayacaklarını da yineledi; "Arkadaşlarımız gerekli tespitleri yaptılar. Ankara'daki iki hastanenin bahçesinde gerçekleşen olaylara ilişkin bana sözlü olarak iletilen bilgi hekimlerin bir çoğunun bu eyleme katılmadığı yönündedir" dedi. Akdağ, “Vatandaşın sağlık hizmetini aksatılırsa, tabii ki soruşturma başlatılır. Vatandaşın biri sağlık hizmeti alamadığı için bundan zarar görürse ben tabii ki Sağlık Bakanı olarak vatandaşın hakkını arayacağım” dedi. Bakan Akdağ, hekimler için iş bırakmak gibi bir eylem biçimi olamayacağını savunurken, kendisinin de 2000 yılındaki yarım günlük iş bırakma eylemine katılmadığını söyledi. Akdağ, “Ben de o zaman hekimdim ve o eyleme katılmadım. Çünkü Erzurum’da en zor şartlarda gecemizi gündüzümüze katıp çalışıyorduk. Bir hekimin yapması gereken budur. Hekimlik zor meslektir. Anatomi terimlerini sayıklamadan kolay kolay hekim olamazsınız” diye konuştu. Hekimlerin maaşlarının iyileştirileceği sözünü de veren Akdağ, şimdiye kadar döner sermayeleri ciddi ölçüde zenginleştirdiklerini ve 2004 yılı içinde de döner sermayeden hekimlerin maaşına yapılacak katkının ciddi bir şekilde artırılacağını kaydetti. Eyleme ilişkin olarak TTB Başkanı Fisun Sayek 'in açıklamalarının hatırlatılması üzerine Akdağ, “çok küçük bir kesimi temsil eden Sayek, meseleye eski alışkanlığından kopamayarak ideolojik yaklaşmakta. Ona parti kurarak siyaset yapmasını tavsiye ettiğini” söyledi.
Basın Açıklaması
Medyaya doktor grevi olarak yansıtılan eyleme Türkiye sathında ilgi gösterilmemiş olması; sağlık hizmetlerinin vazgeçilemez ve ertelenemez özelliğinin bilincinde olan hekimlerimizin sağduyusunu ortaya çıkarmıştır. Yeminlerini unutmayan ve çok güzel bir hekimlik etiği sergileyen bütün hekim arkadaşlarıma Bakanlığım ve vatandaşlarım adına teşekkür etmek istiyorum.
Yılların birikmiş sorunlarını çağdaş yaklaşımlarla çözmeye başlayan hükümetimizi yıpratmak adına eski alışkanlıkları ile marjinal yaklaşımlara başvuran bazı kesimlerin bu girişimlerinin rağbet görmemesi; Türkiye’de artık taşların yerine oturmaya başladığını göstermektedir.
Ben de bir hekim olarak elbette bütün hekimlerimizin çalışma şartlarının iyileştirilmesini ve ücretlerinin artırılmasını istiyorum. Ancak bunun popülist ve ideolojik bir yaklaşımla değil; gerçekçi bir bakış açısı ile ve mevcut bütçe imkanları ile birlikte değerlendirilmesini istiyorum. Zaten biz, bütün gücümüzle doktorlarımızın çalışma şartlarını ve ücretlerini iyileştirmek konusunda çalışıyoruz. Döner Sermaye Katkı Paylarının dağıtımında kısa vadede önemli adımlar atarak birinci basamak sağlık hizmetinde görev yapan hekim arkadaşlarımızın katkı paylarında önemli artışlar sağladık. Bu gayretimiz doktorlarımız ve bütün sağlık çalışanlarımız adına devam edecektir. Bu konuda hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızla birlikte el ele çözüme ulaşacağımıza inanıyorum.
Söz konusu eyleme belli siyasi yaklaşımlar ve küçük bazı organizasyonlar dışında katılım olmaması, bu inancımızın, gayret ve iyi niyetimizin doktorlarımız tarafından bilindiğini göstermektedir.Ülkesini ve milletini seven hekimler olarak (birkaç münferit hadise dışında) hastalarımızın hizmetleri aksatılmamış, hekimlik etiğine uygun bir sorumluluk sergilemiştir.
Eski siyasi alışkanlıklarını tekrarlamak isteyenlerin oyununa gelmeyerek, insanımızın vazgeçilmez ihtiyacı olan sağlık hizmetlerini her şartta başarı ile yürütme hassasiyeti gösteren hekim arkadaşlarıma ve sağlık çalışanlarına kamuoyu önünde tekrar teşekkür ediyorum.
‘G(Ö)REVDEYİZ’
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi'nce 2003 yılı Eylül ayından başlayarak gündeme getirilen ve maaş artışı, iş güvencesi ve sağlık hakkı başlıklarında somutlaşan taleplerle ilgili sağlık kuruluşlarında "GÖREV" çağrısı 5 KasımTürkiye genelinde gerçekleştirildi. Eylemin günler öncesinden duyurulması nedeniyle, polikliniklere başvuran hasta sayısı yok denecek kadar az oldu. Eylem olacağını düşünen hastaların randevularını erteleyerek gelmemesi sonucu koridorlar boş kaldı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Türk SağlıkSen üyesi sağlık çalışanlarının da katıldığı eyleme bazı hastalar, Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği destek verirken, bazı hastalar da eylemden şikayetçi oldu, Kırşehir, Şanlıurfa, Kastamonu ve Kayseri'de eyleme katılım olmadı. İşyerle rine giden hekimler ve sağlık çalışanları 5 Kasım2003 günü çağrıya uyarak sağlık hizmeti sumadılar. Acil servisler tüm gün boyunca polikliniklerde görevli hekimlerce takviye edildi. Çocuklar, hamileler, diyaliz hastaları, yoğun bakım hastaları ve kanserli hastaların acil olmasa bile her türlü tıbbi tedavi ve bakımı Türkiye genelinde aksatılmadan sürdürüldü. Hastane servislerinde yatarak tedavi görmekte olan hastalarla ilgili her türlü tıbbi işlem de aksatılmadan sürdürüldü.
Ankara Numune Hastanesi bahçesinde toplanan yaklaşık 3 bin hekim ve sağlık çalışanı Sıhhiye'de bulunan Sağlık Bakanlığı'na yürüdü. Yapılan açıklamanın ardından hekim ve sağlık çalışanları çalıştıkları sağlık kuruluşlarına döndüler. Numune Hastanesi, İbni Sina Hastanesi ve SSK Hastanesi'nde iş bırakan hekimler ve sağlık çalışanları, üzerlerine 'G(ö)revdeyiz' yazılı önlükler giyip, yakalarına 'Ücretimiz, iş güvencemiz ve sağlık hakkı için G(ö)revdeyiz' yazılı kokart takarak, 'Sağlıkta tasarruf ölüm demektir', sloganları attı. Katılımın yüzde 90 olduğu söylenen İstanbul'daki hastanelerin çoğu, acil durumlar dışında sağlık hizmetlerini durdurdu. Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde acil servis önüne kadar yürümek isteyen sağlık çalışanlarına güvenlik güçleri izin vermeyince gerginlik yaşandı. İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürsoy, SSK Okmeydanı Eğitim Hastanesi bahçesinde, hekimler ve sağlık çalışanları ile basın açıklaması yaptı. Gürsoy, "Amacımız, sağlık alanını bütünüyle bloke etmek değildir. Aksayan rutin işlerdir. Eyleme çok yaygın bir katılım var. Hasta başvuruları ortalama 1/4'e indi. Bu da mesajımızı ilettiğimizi gösteriyor" dedi. Yoğun katılımın gerçekleştiği iddia edilen İzmir'de de SSK Tepecik Hastanesi'ndeki eylem öncesinde sağlıkta özelleştirmeden yana olduğunu belirten bazı vatandaşlarla eyleme destek veren SSK'lılar arasında sözlü tartışmalar yaşandı. DİSK, KESK, Türkİş eyleme tam destek verirken, İzmir Tabip Odası Başkanı Fatih Sürenkök, Sağlık Bakanlığı'nın yasal işleme başvuracağı açıklamasını eleştirerek, "Biz de gerekli işlemlere başvururuz." dedi. Adana'da Devlet, Numune, SSK, Göğüs ve SSK Çocuk Hastaneleri'nde görev yapan 100'e yakın hekim ve sağlık çalışanı sabah SSK Adana Bölge Hastanesi'nde toplandı. Antalya'da hekimler, SSK Hastanesi, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Devlet Hastanesi'nde yarımşar saat arayla üç bildiri okudu. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hekimler ve sağlık memurları iki ayrı eylem düzenledi. Çanakkale'de eyleme, özel görüntüleme merkezleri de destek verdi. Hekimler de özel muayenehanelerini saat 16.00'ya kadar açmama kararı aldı. Uşak'ta Diş Hekimleri Odası Başkanı Fatma Özkumur ve EğitimSen Uşak Şube Başkanı Fikret Kara da üyeleriyle birlikte basın açıklamasına gelerek, hekimler destek verdi. Konya'da doktorlar, 'Oku oku bu mu sonu?' yazılı pankart açtı. Gaziantep'te hekimler, gelen hastaları kapıdan, "Sizlere daha iyi sağlık hizmeti verebilmek için grev yapıyoruz ve sizden anlayış bekliyoruz" diyerek geri çevirdi. Afyon'da SSK ve Devlet Hastaneleri önünde birer basın açıklaması okuyan hekimler, daha sonra görevlerinin başına döndü. Afyon Tabib Odası Yönetim Kurulu'nun açıklamasında, "TTB'nin kararını sonuna kadar destekliyoruz. Ancak hekim arkadaşlarımızın gösterdiği iyi niyet çerçevesinde burada isteklerimizi belirtip görevimizin başına dönüyoruz" denildi. Denizli'de de doktorlar eyleme basın açıklaması yaparak destek verdi, daha sonra polikliniklere dönüp hastalarını muayene etti.
|