Sağlık ve Bilişimde Objektif Haber

  English

Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri

 

Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne tevdi edilen görevleri yerine getirirken, ileri ülkelerin sağlık sektörü anlayışında görülen gelişmeleri de dikkate alarak; ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin verimlilik ve etkililik esaslarına dayalı bir yönetim anlayışı ve kontrollü bir rekabet ortamı içerisinde sunulmasını sağlamak için, bu amaçla kendisine ayrılan kaynakların en etkin şekilde ve rasyonel kullanılması, ilkesiyle hareket etmesini öngörüyor. Çözüm Haber Dergisi olarak Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr.  İrfan Şencan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

            -Sağlık hizmetlerinin sunumunda, kalite ve etkililiğin artırılmasında bilgi teknolojilerinin katkısı nedir? Bilgi teknolojilerinin kullanımının artırılması yönünde çalışmalar nelerdir?

           

Bilgi teknolojilerinin bizim için en önemli katkısı; bilgi güvenliği/doğruluğu, (elektronik ortamda kayıt altına alınması), yeniden ulaşılabilir olması ve hizmet sunumunda sağladığı hızdır. Bilgi teknolojileri sayesinde, hastanın sağlık kuruluşuna her gelişinde yapılan işlemler güvenle saklanıyor. (Güvenlik ile ilgili tüm önlemler alınarak, hasta bilgilerinin gizliliği sağlanıyor) Gerekli görüldüğü anda yeniden çağırılarak üzerinde incelemeler, sorgulamalar yapılabiliyor. Hastaların elektronik sağlık kayıtları kaybolmadan, karışıklığa uğramadan, bir bütün halinde, tüm hikayesi ile birlikte incelenebiliyor.

 

            Bilgi teknolojileri hizmet sunumuna hız kazandırarak, sağlık personelimizin tedavileri dışında harcayacakları zaman kayıplarını önleyerek, tedavilerine daha fazla zaman ayırmalarını sağlıyor. Tıbbi hata yapma oranı bilgi teknolojileri sayesinde en az seviyeye indiriliyor. Teknolojinin sağladığı kolaylıklar doğrudan hasta memnuniyetine yansıyor.

           

-Bilgilerin elektronik ortamda saklanmasının, arşivleme  konusundaki fiziksel ve maliyetsel etkileri nelerdir?

           

Sağlık kuruluşlarımızdaki her türlü bilgiyi basılı ortamda  saklamaya kalkarsak, bir süre sonra, binalarımızın önemli bir kısmını arşive ayırmak zorunda kalırız. Kurumlarımızda, 30 yıl boyunca saklamak zorunda olduğumuz evraklar, kayıtlarımız bulunuyor. Biriken çok sayıdaki dokümanı saklamak için ayırdığımız alanları büyütmemiz halinde hastalarımıza ayırdığımız alanlar azalacak. Arşivi, daha küçük mekanlarda, daha az yer kaplayacak şekilde düşünmek zorundayız.

-Başarılı bir hastane bilgi yönetim sisteminden, öncelikle beklentileriniz nelerdir?

           

Bu konuda olmazsa olmazımız; kesintisizlik. Teknoloji kullandıkça bağımlılığımız artıyor. Artık öyle bir noktadayız ki; neredeyse tüm tedavi, teknolojiye bağımlı halde. Mesela laboratuvarda, tetkiklere, testlere vb ilişkin cihazlarımız kesintiye uğrarsa hastaya bakamıyorsunuz. Dolayısıyla her türlü tehlike anında veya sıkıntılı durumda kesinti olmaması gerekiyor. Bir de, söz konusu hizmet sağlık alanında olunca ayrı bir önem kazanıyor. Hizmetteki kesinti, doğrudan insan hayatına mal olabiliyor.

 

            Artık HBYS’lerin karar destek sistemini sağlayacak yapıyı da oluşturmaları gerekiyor. Elektronik sağlık kayıtlarının saklanması, bilgiye dönüştürülmesinin yanında artık yorumlama ve karar desteği sağlamaları da gerekiyor. Kararı verecek olan elbette bizim sağlık personelimiz olacaktır. Ama karar verme aşamasında destek sağlayacak elektronik bilginin sunulması gereklidir.

           

-Pilot olarak başlatılan, aile hekiminden zorunlu sevk uygulamasının ertelemesinin nedenleri nelerdir?

           

 Biliyorsunuz, zorunlu sevk uygulamasına göre, aile hekiminin sevk etmediği hastalar hastanelerden yararlanamıyor. Yararlananlar ise masrafları kendileri karşılamak zorunda kalıyorlar. Aile Hekimliği Sistemi ile hastanelerimizdeki hekimlerimizin gereksiz kullanımını azaltmak için bir pilot uygulama başlattık. Ancak bu uygulamanın başarılı olabilmesi için hekim sayımızın yeterli olması gerekiyor. Aksi takdirde hekimlerimizin iş yüklerini azaltalım derken aile hekimlerimizin çalışmalarını da engellemiş olabiliriz.

 

            Zorunlu sevkin uyguladığı gelişmiş ülkelerde aile hekimliği başına düşen hasta sayısı 1000-2000 iken, Ülkemizde bu rakam 3000-4000 civarına kadar yükseliyor. Bu nedenle hekim sayısı belli miktara ulaşana ka-dar bu zorunlu sevk zinciri uygulamasını geciktirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde aile hekimliği temel amaçlarını gerçekleştiremeyiz.

 

            Hekim ve sağlık personeli sayımızı hızla artırmak zorundayız. Tıp fakültelerimizin kontenjanları imkan dahilinde biraz daha genişletildi. Yeni açılan tıp fakültelerimizin verecekleri mezun hekimlerimizle zaman içinde çözülecek bir sorun olarak gözüküyor. Bugün için, sağlık personelimizi özellikle ikinci basamakta tutuyoruz. Çünkü sağlık personeli konusunda çok ciddi sıkıntı çekiyoruz. Şu anda beklenen veya ihtiyaç olan hekim sayısının yarısı, hemşire sayısının da dörtte biri mevcut. İhtiyaç sadece hekim için değil, sayısal yetersizlik tüm sağlık çalışanları için geçerli.

 

-Aile hekimliğinin pilot olarak uygulandığı illerde kurulan Toplum Sağlığı Merkezleri’nin çalışmaları nelerdir?

           

Aile hekimliği uygulamamızın başladığı illerde sağlık ocaklarının bir kısmı Aile Hekimliği Merkezi, Aile Sağlığı Merkezi ve Toplum Sağlığı Merkezi olarak hizmet veriyor. Toplum Sağlığı Merkezlerimizde; toplumun sağlık hizmetleri organize ediliyor, birinci basamak sağlık hizmeti veren kurumların kendi aralarındaki ve diğer kurumlar arasındaki eşgüdümünü sağlanıyor, idari hizmetler ile sağlık eğitimi ve denetim faaliyetleri yürütülüyor.

           

Toplum Sağlığı Merkezlerimiz, çevre sağlığı, bulaşıcı ve kronik hastalıklarla mücadele, adli tıp görevleri, okul sağlığı, işçi sağlığı, acil sağlık hizmetleri ile sağlık eğitimi hizmetlerinin sunulması, gerekli lojistik ve laboratuvar hizmetlerinin desteklenmesi, saha denetiminin yapması ve gerekli kurumlarla işbirliği oluşturarak koruyucu ve tedavi hizmetlerinden kişilerin ve toplumun en iyi şekilde yararlanması için çalışmalar yürütüyor.

 

           -Hasta hizmeti ve personel eğitimine göre performans değerlendirmesi  nasıl işleyecektir?

           

Bakanlığımıza  bağlı ikinci ve üçüncü basamak yataklı tedavi kurumlarını kapsayan, Yataklı Tedavi Kurumları Kurumsal Kaliteyi Geliştirme ve Performans değerlendirme Yönergemizle; sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, kaliteli, verimli hizmet sunumunun sağlanması ve sağlık kurumlarının bu hedeflere ulaşmaları için ölçülebilir, karşılaştırılabilir hizmet sunum kriterlerinin belirlenmesi ve halkın görüşlerinin bu sürece yansıtılması ile buna katkı sağlayan personelin teşvik edilmesi amaçlanıyor.

           

Bu yönerge doğrultusunda; aslında şu anda da eğitimi performanslandırıyoruz. Yapılan yayınlar, alınan eğitimler, verilen eğitimler, performanslandırılıyor. Daha çok eğitim ve araştırma hastanelerinde, uzmanlar, klinik şefleri ve yardımcıları için uyguluyoruz. Yönetmeliğimizde olan bu uygulamayı biraz daha genişletmek gerekiyor.

           

            -Tedavi hizmetlerinde, kalitenin ve başarının artırılması amacıyla, sağlık personelinin sürekli eğitimlerini sağlamak için yapılan çalışmalar nelerdir?

           

Tıp eğitimi fakülteden mezun olunca bitmiyor. Ömür boyu süren bir eğitimi içeriyor. Araştırmalar ve teknoloji konuları her gün gelişiyor. Dolayısıyla, yeni teknolojilerin kullanılması, dünyada tıp alanındaki yeniliklerin yakından takip edilerek bilginin güncelleştirilmesi hayati önem kazanıyor. Bu konuda bilgisayar destekli eğitim ve son yıllarda hızla yaygınlaşan e-öğrenme uygulamaları klasik eğitimi de değişime uğrattı. Dünyada, eğitim alanında çok güzel gelişmeler oluyor; örgün eğitim kadar uzaktan eğitim de gelişiyor. Uzaktan eğitim ile ilgili olarak, aile hekimlerimize yönelik plan ve programımız var. Ayrıca, bir Avrupa Birliği Projesi olarak devam eden akılcı ilaç kullanımıyla ilgili programımız mevcut.

 

            e-öğrenme, öğrenmeyi hastaneye, ofise, eve taşıyor. Artık hekimlerimiz ve diğer sağlık personelimiz, kendilerine en uygun yer ve zamanda, günlük, haftalık olarak uzaktan eğitimle öğrenimlerine devam edebilecek, yeni gelişmeleri, uygulamaları takip edebilecek, eğitimlere aktif olarak katılabilecekler. Kurslara, sınavlara ve testlere online katılabilecekler. Bunun için iletişim alt yapısı hızla gelişiyor. Çok iyi örneklerini görüyoruz. Bir yandan sağlık hizmetimizi sürdürürken, diğer yandan eğitimlerimizi de kesintisiz sürdürmek durumundayız. Artık uçaklar, havada uçarken dahi yakıt ikmali yapabiliyorlar.

           

            -Sağlık harcamalarının 2008 yılında artması ve %50’sinin tedavi giderlerine harcanması hangi etkenlere dayanmaktadır?

           

Gelişmiş ülkelere baktığımızda, en önemli gider kalemlerini sağlığın oluşturduğunu, gelişmemiş ülkelerde ise sağlık harcamalarının hep düşük kaldığını görürüz. Bizim de Ülke olarak gelişmişliğimiz arttıkça sağlık harcamalarımız da artacaktır. Bu beklediğimiz bir durumdur.

 

            Önemli olan bu parayla ne iş yaptığımızdır. 10 yıl önceki hizmeti vererek mi bu parayı harcamışız, yoksa hizmet kalitemizi artırarak yatırım mı yapmışız? Bence tedavi giderlerindeki bu artış oranı, verilen hizmetin miktar ve kalitesine göre karşılaştırıldığında oldukça düşük kalıyor.

 

            Son yıllarda, Sağlıkta Dönüşüm Projesi kapsamında hayata geçirdiğimiz uygulamalarla, sağlık kuruluşlarımızda verdiğimiz hizmetin kalitesi çok fazla arttı; Artık, basına konu olan kuyruklardan, aylar sonrasına verilen randevulardan, eski teknolojilerden, personelin psikolojisini etkileyen kargaşa ve düzensizlikten, acillerden geri çevrilmelerden vb söz edemeyiz. Bu sonuçları elde etmenin bir bedeli var. Teknolojiye, kadromuza, cihazlarımıza, fiziksel mekanlarımıza vb yatırımlarımıza aralıksız devam ediyor. Yatırımları sürekli hale getirmezsek, binalarımız, donanımlarımız ve teknolojimiz kısa zaman içinde eskiyor. Bu yatırımlar ciddi maliyetler oluşturuyor.

 

            Ayrıca, Türkiye’de sağlık alanındaki sosyal politikalar çok iyi düzeyde. Sağlık harcamaları devletin asli görevlerindendir. Biz de bu anlayışla hareket ediyoruz. Bir çok operasyon için ücret almıyoruz; Ülkemizde organ nakli, açık kalp ameliyatı, anjiyo tamamen ücretsiz. Koruyucu sağlık hizmetlerinde de; dünyanın en gelişmiş ülkelerinin uyguladığı aşı takvimlerini uygulayabiliyoruz. 

 

(08.06.2009)