Sağlık ve Bilişimde Objektif Haber

  English

SSK Tekirdağ Hastanesi

     SSK Başkanlığı Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü Tekirdağ Hastanesi, yeşilin ve mavinin buluştuğu Marmara Denizi kıyısındaki Tekirdağ’da 1971 yılında 29.260 metre karelik bir alan üzerine inşa edilmiş. Bitişik bloklar halinde 3 katlı ve 3 blok olarak yapılan bina, aynı yıl dispanser olarak çalışmalarına başlamış. 1973 yılında poliklinik kısmı devreye giren SSK Tekirdağ Hastanesi, 1975 yılında ise yataklı servisleriyle beraber tam kapasite hizmet vermeye başlamış.

      Kuruluş aşamasında 1 uzman, 1 çocuk hastalıkları uzmanı, 2 pratisyen hekim, 1 diş tabibi, 1 eczacı olmak üzere toplam 41 yardımcı personelin yer aldığı mütevazı bir kadroyla yola çıkan hastane, bugün artan personel sayısıyla, daha çağdaş bir sağlık hizmeti vermek için seferber olmuş durumda.

     Ülkemizin sınır kapısında bulunan Tekirdağ’da kurulan SSK Hastanesi’ne Tekirdağ halkının yanı sıra başta Çorlu, Saray ve Çerkezköy gibi sanayi bölgeleri olmak üzere Şarköy, Marmara Ereğlisi ve Muratlı gibi çevre bölgelerden de çok sayıda SSK’lı hasta geliyor.

      Çözüm Haber dergisi olarak, SSK Başkanlığı Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü Tekirdağ Hastanesi’ni ziyaret ettik. Hastanenin Başhekimi Op. Dr. Adem Dalgıç, hastanelerindeki işleyişin yanı sıra, otomasyon sisteminin getirdiği kolaylıklar hakkında da okuyucularımıza bilgi verdi.

      Op.Dr. Adem Dalgıç, SSK Başkanlığı Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü Tekirdağ Hastanesi’ nin, kuruluş tarihinden bu yana aynı bina ve aynı koşullar altında hizmet verdiğini, ancak Tekirdağ’ın artan sigortalı sayısının ihtiyaçlarını karşılamakta artık zorlandıklarını ifade ediyor. Yönetime geldikleri günden bu yana, hastaneye daha yeni bir çehre kazandırmak ve daha çağdaş bir sağlık hizmeti vermek istediklerini söyleyen Op. Dr. Dalgıç, “Sanıyorum hastanemiz, Türkiye’nin fiziki şartlar bakımından en yetersiz yerlerinden bir tanesi. Hastane binamız 1970’li yılların başında yapılmış. Ancak, 1975 yılından bu yana sigortalı sayısında müthiş bir artış var. Üstelik, biz yalnızca Tekirdağ halkına değil, çevre bölgelerden gelen sigortalılara da hizmet veriyoruz. Özellikle yaz aylarında İstanbul bu tarafa doğru kayıyor. Tekirdağ’a gelen yazlıkçıların neredeyse yüzde doksanını sigortalılar oluşturuyor. Dolayısıyla çok geniş bir nüfusa hitap etmek durumunda kalıyoruz.

      Çalışma Bakanlığı tarafından başlatılan ISO ve Toplam Kalite Çalışmalarını, SSK hastanelerinin kendilerine çekidüzen vermeleri açısından son derece olumlu bulduğunu vurgulayan Başhekim Op. Dr.Adem Dalgıç, “Biz, yönetime yeni bir anlayışla bu sene geldik. Hastanemizde yeniden yapılanma çalışmalarına başladık.

     Fiziki olarak hastanemizi, dar ve sıkışık yapısından kurtarabilmek için, iç mekanda bir takım değişiklikler yaparak günümüz koşullarına uyarlamaya çalıştık. Amacımız elimizdeki olanakları zorlayarak daha işlevsel bir ortam yaratarak hastalarımıza en iyi hizmeti verebilmek. Biliyorsunuz bütün SSK hastanelerinde yeniden yapılanma ve ISO kalite belgesi alma çalışmaları var. Açıkçası ben ISO çalışmalarının hastaneler açısından iyiye, güzele ulaşmak adına son derece yararlı olduğuna inanıyorum. Bu anlamda biz de bütün personelimizle gece gündüz çalışıyoruz. ISO çalışmaları doğrultusunda, aldığımız eğitimleri buradaki arkadaşlarımıza aktarıyoruz.

     Hastanelerinde yaptıkları bütün çalışmaları, kendi imkanlarını kullanarak gerçekleştirdiklerini anlatan Op. Dr. Adem Dalgıç, “Zaten bütün SSK hastanelerinde durum bu şekildedir. Çalışma Bakanlığı’ndan genel anlamda büyük destek görüyoruz; ancak, tasarruf tedbirlerinin olması hepimizi bağlıyor.

     Dolayısıyla biz, yeniden yapılanma süreci içinde yapacağımız her şey için derneğimizi ve çevre imkanlarımızı kullanmak durumundayız. Artık herkes işin bir ucundan tutuyor. Hastanelerinde daha önceleri endoskop ameliyatlarının yapılmadığını hatırlatan Op. Dr. Adem Dalgıç, “Endeskop ameliyatları, daha önce bizim hastanemizde yapılamıyordu. Bu yüzden bu tür sorunu olan hastalarımız İstanbul’a gitmek zorunda kalıyordu. Artık bu ameliyatlar bizim hastanemizde de başarıyla uygulanıyor. Aynı şekilde daha önce Beyin Cerrahisi Uzmanı olmadığı için, bazen çok basit sorunlar olmasına rağmen tedavi edilemediği için hastalar hemen İstanbul’a sevk ediliyordu.

      Şimdi hem endeskop ameliyatları konusunda, hem de beyin ameliyatları konusunda Tekirdağ halkına hizmet verebiliyoruz. Yapabileceğimizin en iyisini yapmak niyetindeyiz. Bu yüzden de ilk aşamada hastanemize bir de yoğun bakım odası kazandırmak istiyoruz. Acile gelen hastalarımızı, teferruatlı olarak müşahede altına alacağımız bir yer ayarlamak düşüncesindeyiz”diyor.

     Hastanelerindeki sistemin işleyişi konusunda da bilgi veren SSK Tekirdağ Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Adem Dalgıç, otomasyon sistemini kullanmaya başladıktan sonra kuyruklarda gözle görülür şekilde bir azalma yaşandığını ifade ederek “Açıkçası hastanemizde otomasyon sisteminin getirdiği kolaylıklarını yaşıyoruz. Daha önce poliklinikler önünde uzun kuyruklar oluyordu. Bu sistem sayesinde artık, polikliniklerimizin önünde öyle sıra, kuyruk görüntüsü oluşmuyor. Ama mekanımız çok dar. 15 poliklinik iç içe. Bu yüzden de her poliklinik önünde 3-5 kişi bekleyince, üstelik bir de bunların yanlarında yakınları olunca kalabalık varmış gibi gözüküyor.

      Halbuki kimi eczaneden ilacını , kimileri de farklı polikliniklerde muayene sırasını bekliyor. Üstelik, bu olması gereken bir kalabalık. Kaldı ki, bizim hastanemizde günde ortalama 1200 civarında bir poliklinik muayene sayısı varr” diye konuşuyor.

     Otomasyonun gerçek anlamda bir kolaylık olduğunun bilincinde olduklarını ifade eden Op. Dr. Adem Dalgıç, yönetime geldiklerinde hastanelerinde yalnızca eczane biriminde bilgisayar kullanıldığını kaydederek sözlerine şöyle devam ediyor: “Ne yazık ki, başka hiçbir birimimizde bilgisayar kullanılmıyordu. Biz, gerçekten tam otomasyona geçişe inanmış bir ekip olarak göreve başladık. Otomasyon sisteminin yalnızca hastanelerde değil, her alanda dünyanın her yerinde kullanıldığının bilincindeyiz.

      Bir kere otomasyon sayesinde yapılan tüm işlemler bilgisayar ortamında kayıt altına alınabiliyor. Bizim istediğimiz de bu. Çünkü hiçbir kaçağımızın, hiçbir yanlışlığımızın olmamasını istiyoruz. Sayın Bakanımızın da belirttiği gibi geçmişte bu kurumda, çok fazla kaçak olmuş. Gereksiz yere muayeneler yapılmış, hakkı olmayan kişilere ilaç yazılmış. Ama bundan sonra biz hangi hastamıza ne zaman ne yapıldığını, ne ilaç yazıldığını, ne röntgen çekildiğini, ne tetkik yapıldığını bileceğiz. Yani, hastalarımıza hakim olacağız. Bir kere bu yönden de çok büyük faydası olduğuna kesinlikle inanıyorum.”

      Otomasyon sistemine geçiş süreci hakkında da bilgi veren Op. Dr. Adem Dalgıç, “Daha önce işleyiş açısından bir karmaşa vardı. Biz, otomasyonun gereğine inanarak yönetime geldiğimiz için hemen bu konuda araştırmalarımıza başladık. Başta ISO kalite belgesi almış hastaneler olmak üzere bir çok hastaneyi ziyaret ettiğimizde gördük ki; bu hastanelerin neredeyse yüzde sekseni Çözüm Bilgisayar'la çalışıyor. Üstelik memnunlar. Bunun üzerine biz de, Çözüm Bilgisayar ile diyaloga geçtik. Onlara, yeni yönetime geldiğimizi, derneğimizin zayıf durumda olduğunu, ancak otomasyon sistemine geçmek istediğimizi anlattık. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Çözüm Bilgisayar bu konuda bizlere gerçekten çok anlayış gösterdi. Programlar için herhangi bir ücret almadan, yalnızca kullandıkları Oracle veri tabanının ücretini ödeyerek bize yardımcı oldu.

      Programlar konusunda ise, Çözüm Bilgisayar'ın eğitim destek bölümü elemanları tarafından hastane personelimize eğitim verildi. Şu anda eczane, muhasebe, satın alma, hasta kabul, evrak kayıt ve hastalık servisinde sistemi kullanıyoruz” diyor.

     Sisteme ilk geçtikleri sırada bir takım sıkıntılar yaşadıklarını söyleyen Op. Dr. Dalgıç, bu konuda şunları söylüyor: “Açıkçası ben, bunun bir geçiş dönemi olduğunu biliyordum. Düşünün hiç bilgisayar görmemiş kişilerin önüne bilgisayar koyuyorsunuz ve bir anda bunu öğrenmesini bekliyorsunuz.

      Hiç araba kullanmamış birine, arabayı kullanmayı gösterip, hemen trafiğe çıkmasını beklemek nasıl yanlışsa, bu da o şekilde değerlendirilmeli.

     Çünkü, çok büyük bir kabuk değişimi olayı yaşıyoruz. Bu kabuk değişiminin, bu geçiş sürecinin getirdiği sancılar da doğal olarak yaşanacaktır. Bu açıdan hiçbir arkadaşımı bilgisayara yabancılık çektiği için asla yargılamıyorum. Bu sisteme tam anlamıyla alıştıkları zaman her şey çok daha kolay olacak.

     Türkiye'nin bir çok yerinde Telefonla, hatta İnternetten Randevu Sisteminin kullanıldığını vurgulayan Başhekim Op. Dr.Adem Dalgıç, Tekirdağ'da ise bu anlamda bir sıkıntı yaşandığını ifade ederek, “Tekirdağ'da hala evinde telefonu dahi olmayan bir kesim var.

     Tabi bir de burada, az da olsa İnterneti yaşamının her alanında rahatlıkla kullanan bir kesim var. Kuşkusuz bunlar arasında büyük bir uçurum bulunuyor. Bu uçurumu bizim burada göz önüne almamız lazım. Örneğin hastanemizde internetten randevu sistemini de kullanmak istiyorduk, ama bu konuda da bir araştırma yaptık.

      İnternet kullanıcılarının oranını, sıklığını araştırdık. Genel anlamda Tekirdağ'da internetin yaygın olarak kullanılmadığını görünce şimdilik vazgeçtik. Bunun iki nedeni vardı: Birincisi, adım adım gidelim insanlar bilgisayarı önce bir özümsesin istedik. İkinci olarak da, kuşkusuz olanaklarımız ölçüsünde davranmamız gerekiyordu. Ancak bir iki yıla kalmadan İnternetten Randevu Sistemine de kesinlikle geçmek istiyoruz. Nasıl şu an için bunu çok acil görmüyorsak, çok kısa bir süre sonra da bu sistemi kullanmamız zorunlu hale gelecek. Çünkü bu sistem yürüyecek. Bundan geriye dönüş yok. Sistem tam anlamıyla personelimiz tarafından özümsendikten sonra kesinlikle çok daha yararlı olacağına inanıyorum”diye konuşuyor.

      Evraklarla, dosyalarla, daktiloyla geçen bir dönemden sonra bilgisayar sistemine geçtiklerini kaydeden SSK Başkanlığı Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü Tekirdağ Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Adem Dalgıç, otomasyonun kısa vadede sağladığı kolaylıkları şimdiden fark ettiklerini vurgulayarak, “Hastanemizin özellikle sağlık kurulu raporu verilen bölümünde kesinlikle sistemin olumlu yansımalarını gördük. Eskiden raporlar burada tek tek daktilo ile yazılırdı. Şimdi rutin bir form üzerinde küçük değişikliklerle sorun çözülüyor. Aynı şekilde eczane kısmında da kolaylık yaşıyoruz. Hangi ilacımız eksik, hangi ilacımızdan ne kadar var. Bütün bunların giriş ve çıkışlarını tespit etmek artık çok kolay. En önemlisi de uzun vadede, bize istatistik açıdan çok yararı olacak. Çünkü, Otomasyon Sistemi sayesinde bütün bilgiler kayıt altına alınıyor. İlerde bu bizim işimizi daha da kolaylaştıracak”diyor. Op.Dr. Adem Dalgıç, sözlerini “Türkiye gerçekten zor bir dönemden geçiyor. Dolayısıyla bu bütün sektörlere yansıyor.

      Kuşkusuz sağlık sektörü bunlar arasında çok önemli bir yere sahip. Ama yine de bu durumdan bizler de payımızı alıyoruz. Bu yüzden de, açıkçası ben her kurumun mecburen kendi şartlarını zorlayarak daha iyi bir şeyler yapmaya çalışması gerektiğine inanıyorum. Zaten birçok hastanede de işler bu şekilde yürüyor. Bu açıdan da ISO çalışmasını, daha iyiye ulaşmak için oldukça yararlı bir araç olarak görüyorum” şeklinde tamamlıyor.

     Hastanemizde o yıllardan bugüne hem sigortalı sayısı çok arttı, hem de biraz geç kalmamıza rağmen hızla daha çağdaş bir sistem olan otomasyona geçtik. Bu sistem bütün sigortalılara duyurulmuş vaziyette. Örneğin müracaat kısmında barkod numarası uygulaması var. Buraya gelen hasta itişip kakışmadan sıra numarasını alıyor. Bunu, otomasyonun ilk adımı olarak telakki ediyoruz. İnşallah ilerde bütün polikliniklere bilgisayarlarımızı koyup tam teşekküllü olarak diğer servislerimizde de otomasyon sistemini kullanırız.”

     Hastanelerinde bilgisayar donanımı ve eğitimi konusunda eksiklerin olduğunu vurgulayan Hastane Müdürü Teoman İnal, “Otomasyon konusunda en büyük eksiğimiz yetişmiş eğitimli elemanımızın olmaması sorunundan kaynaklanıyor. Kesinlikle programları daha verimli kullanabilmemiz için elemanlarımızın daha iyi eğitime ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bunun dışında hastanemizi daha çağdaş bir yapıya kavuşturmak için, hep birlikte bütün iyi niyetimizle, özverimizle süratli bir şekilde çalışıyoruz. İnşallah muvaffak olacağız” diyor.

     SSK Tekirdağ Hastanesi Geliştirme ve Güzelleştirme Derneği'nin Muhasebecisi ve aynı zamanda hastanenin Satınalma görevini yürüten A. Kadir Akan, “Aslında bilgisayarlarımız yeterli olmadığı için şu an otomasyon sisteminin bütün kolaylıklarını kullanamıyoruz. Ancak, tam anlamıyla otomasyona geçtiğimiz zaman elbette ki çok büyük kolaylıklar yaşayacağımıza inanıyorum. Şu an her birimde bilgisayarlarımız olmadığı için ambar kayıtlarını bazı yerlerde hala defter usulü tutmak zorunda kalıyoruz” diyor.

      SSK Tekirdağ Hastanesi’ne gelen hasta ve hasta yakınları ise otomasyon sistemi hakkında olumlu görüşlere sahip; Ağabeyinin tedavisi için Tekirdağ dışından hastaneye geldiklerini ifade eden Zerrin Türk, “Ben SSK hastanelerine normalde pek gitmiyorum. Buraya karaciğer sirozu tedavisi gören ağabeyim için geldim. Uzun yıllardır SSK hastanelerine gelmediğim için açıkçası biraz şaşırdım. Eski yıllara nazaran bana kalabalık ve yığılma azalmış gibi geldi” diyor. Oğlu Emrecan’ın tedavisi için Çorlu’dan gelen Zeynep Bilir ise, “Hastaneye oğlum Emrecan’ı getirdim. Buraya geldiğimde barkod numarası aldım. Daha önce oğlumu İstanbul Samatya Hastanesi’ne götürmüştüm. Saatlerce kuyruk beklemiştik. Tekirdağ Hastanesi’ni çok beğeniyorum. Telefonla Randevu konusunda da hiçbir problem yaşamadım. Ancak tabi ki Çorlu halkı olarak, sonuçta bize daha yakın olması için Çorlu’da da, SSK Hastanesinin açılmasını istiyoruz”diyor.

     Otomasyon sisteminin büyük kolaylık olduğuna inanan Huriye Yeröz ise bu konuda şunları söylüyor: “Şimdi hastanede muayene olmak için barkod numarası alıyoruz. O bizim için çok iyi oldu. Hiç olmazsa kuyruğa üşüşmüyoruz, benim sıram senin sıran kavgası yaşamıyoruz. Haksızlık olmuyor. Telefondan randevumuzu hemen alabiliyoruz. Randevu kabul edildi, falanca numara diye bize numaramız bildiriliyor.

     SSK Başkanlığı Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü Tekirdağ Hastanesi’nin Tarihçesi:

     1971 yılında dispanser olarak hizmete giren SSK Tekirdağ Hastanesi, 1973 yılında halen mevcut olan binasında poliklinik çalışmalarına başlamış. 1975 yılında yataklı tesis olarak hizmete giren hastane, 29.260 metre karelik bir alan üzerine bitişik bloklar halinde 3 katlı ve 3 blok olarak inşa edilmiş.

     Hastanenin kuruluş aşamasında, 1 dahiliye uzmanı, 1 hariciye uzmanı, 1 çocuk hastalıkları uzmanı, 2 pratisyen hekim, 1 diş tabibi, 1 eczacı olmak üzere toplam 41 yardımcı personel ve hizmetli görev yapmış. İstatistiklere göre, 1974 yılında Tekirdağ da 7963 sigortalı bulunurken, bugün bu sayı iki katına çıkmış. 1980 yıllarında poliklinik sayısı yıl bazında 24.000 iken, 2001 yılında ise sayı 215.000’lere ulaşmış. Yıllar önce mütevazı bir kadroyla yola çıkan hastanede bugün, 28’i uzman, 4’ü pratisyen hekim olmak üzere toplam 182 personel hizmet veriyor.

Aylin Özdemir Erdemoğlu
(27.07.2002)