Turkcell Teknoloji Zirvesiyle Yine Zirvedeydi
Türkiye'nin lider teknoloji ve iletişim şirketleri
arasında yer alan TURKCELL, Haliç Kongre
Merkezi'nde düzenlediği TURKCELL TEKNOLOJİ
ZİRVESİ ile kurumsal müşterilerini ve iş ortaklarını ağırladı. Sisoft Sağlık Bilgi Sistemleri olarak biz de Sisofamily ürünümüzle birlikte ile TURKCELL'in iş ortağı olarak Teknoloji Zirvesi'nin davetlileri arasındaydık.
TURKCELL
Teknoloji Zirvesi'nin bu yıl ki konsepti "farklılaşma"
üzerine tasarlanmıştı. İş dünyasında teknolojiyi kullanarak farklılaşmanın,
rekabette etkin bir güç olduğu organizasyonun ana mesajını oluşturdu.
Kadir ÇÖPDEMİR' in sunuculuğunu yaptığı organizasyonda açılış konuşmasını
yapan TURKCELL Genel Müdürü Süreyya CİLİV, muhteşem bir
ses ve ışık gösterisinin içerisinden konuşmasını yapmak için sahneye çıktı.
TURKCELL 'in bir iletişim şirketinden nasıl teknoloji şirketine dönüştüğünü iş dünyasının önemli isimleri ve
konuklarıyla paylaştı. Süreyya Ciliv konuşmasında, artık Türkiye'nin zamanı
olduğunu vurgulayarak şunları ekledi :"Gelin hep birlikte teknolojik dönüşümün
bir parçası olalım; şirketlerimizi, ekonomimizi, ülkemizi çok daha iyi yerlere
getirelim, küresel rekabette kendimize sağlam bir yer edinelim. Turkcell bugün dünyanın en iyi teknolojik altyapılarından birine
sahip. Size dönüşüm için gerekli zemini ve bu süreçte gereken tüm desteği
sunmaya hazırız. Silkinelim, artık Türkiye'nin zamanı." Süreyya Ciliv 'in sunumu içerisinde sahneye davet ettiği Yıldız Holding ve Arkas Holding Yöneticileri mobil teknolojileri işlerini geliştirmek için nasıl kullandıklarını anlattılar. Yıldız Holding CFO' su Cem Karakaş, " 5 Bin araçlık bir ekiple her hafta 190 bin noktaya dağıtım yapıyoruz, teknolojiden yararlanıyoruz. Hangi araçta kaç kutu hangi üründen kaldığını merkezden takip ediyoruz ve ona göre anlık kampanyalarla müşteriye ürünlerimizi ulaştırabiliyoruz. Buzdolaplarının kapaklarının kaç defa açılıp kapandığını uzaktan takip edebiliyoruz." dedi. Arkas Holding CIO' su Mert ORUZ da, lojistik sektöründe 3G teknolojisi ve bulut bilişimin kullanılması hakkında bilgi verdi. Oruz, "Dünyanın 39. Büyük limanı bizde ve bu limanda tüm kontroller 3G teknolojisiyle yapılıyor. Dört ayda işletme maliyetlerimiz üçte bir azalıp, hızımız 2,5 kat arttı" dedi. APPLE
COMPUTER'IN DAHİ TASARIMCISI : STEVE WOZNIAK Apple' ın kurucusu ortaklarından olan ve ilk PC'yi elleri ile yapmış bir dahi Steve Wozniak , TURKCELL TEKNOLOJİ ZİRVESİ' nin onur konuğu olarak sahneye çıkarak geçmişten bugüne anılarını zirvenin konuklarıyla paylaştı. Steve Wozniak, sahneye adım atar atmaz önemli bir mesajı konuklara vermeyi ihmal etmedi. "Dünyanın en iyisi olmaktan bahsediyorsunuz. Gerçektende az evvel telefonumdan internete bağlandım. TURKCELL 3G Amerika'daki 4G'den daha hızlı." Yaklaşık bir saat sahneden kalan Steve Wozniak, 5 yaşından başlayarak, başarı öyküsünü ve bir bilim adamına nasıl dönüştüğünü anlattı. Babasının bir mühendis olmasını ve Silikon Vadisinde büyümüş olmasını anlatırken "Mühendis ailelerin, elektronik çocukları vardır." sözleri ile elektroniğe yönelmesinde ailesinin etkisini vurguladı. Hayatına yön verenlerden birisinin de lise öğretmeni olduğunu ve klasik bir müfredata bağlı eğitim vermediği için onu okulun ötesine taşımayı başardığını söyledi. Bu öğretmeninin ondaki deha ve ilgiyi görerek, onu bir teknoloji şirketine götürüp bilgisayarla tanıştırdığını anlatırken, bilgisayarı gördükten sonra evinde bilgisayarının olmasını çok istediğini ancak o dönemde bunun sadece büyük şirketler için mümkün olabilecek bir olanak olduğunu ekledi. "Alamıyorsam, yapmalıyım" fikrinin kendisinde yerleştiğini bunun üniversite döneminde de devam ettiğini anlattı.
İlk gittiği üniversite ile anlaşarak bir projeye başladığını, mühendislik
mantığının ise ona yaptığı her işte "acaba daha az malzeme kullanarak nasıl
yapabilirim?" sorusuna yönelttiğini bu nedenle de projenin bir yıl sonunda
ayrılan bütçenin 5 katı bir bütçe harcanmış olmasına rağmen bitmemiş olduğunu ve
üniversite yönetiminin bir gün kendisini çağırarak bunu hatırlattığını söyledi.
Sonraki yıl farklı bir üniversitede öğrenimine devam ettiğini ve Steve Jobs ile
okul yıllarında tanıştıklarını anlattı. Steve Jobs ile anılarını anlatırken, okul yıllarından "Okulda eşek şakaları yapardık. O canının istediği derse girerdi. Uzun süre devam edecek olan arkadaşlığımız böyle başladı. Bob Dylan dinliyorduk. Sahip olduğumuz kültürün önceden olanlarla aynı olmaması gerektiğini söylüyordu. Yoksullarla takılıyordu. "Paran varsa bile yeni bir ayakkabı alıp giyme" diyordu. Steve daha özgür düşünce sahibiydi. Hızlı düşünür farklı şeyler aklına gelirdi. Köşe bucağı karıştırırdı, meraklıydı."şeklinde bahsetti. HP' nin hesap makinesi üretirken nasıl bilgisayarı reddettiğini şu sözleri ile konuklarla paylaştı : "O yıllarda HP' nin hesap makinesi dünyayı sallıyordu. Beni mülakata çağırdılar. Tasarım mühendisi olarak işe aldılar. HP 'de mühendis olarak çalışırken 800 dolara bilgisayar yapmayı teklif ettim. HP, 5 kez reddetti. Yani Apple Computer' i reddetti." HP' nin reddetme gerekçesi olarak yaptığı Pazar araştırmalarını gösterdiğini anlatan Wozniak, Pazar araştırmalarında anketörlerin insanlara "Evinizde bilgisayar ister misiniz?" sorusunu sorduğunu ve o dönemin insanlarının bunu ne amaçla kullanacaklarını algılayamamaları üzerine reddettiklerini dinleyicilere aktardı. Wozniak, " İlk defa Las Vegas' a gidebilmek için Floppy Disk'i tasarladım. Kabul ediyorum kişisel bir motivasyondu. " diye konuşmasını sürdürürken, Steve Jobs' un kendisinden ilk defa video oyununu tasarlamasını istediği dönemi anlatırken ise, Jobs' un birgün kendisine gelerek bir Atari şirketi için oun tasarlayıp tasarlayamacağını sorduğunu ve buna karşılık ilk verdiği cevabın "hayır ben HP'de Tasarım Mühendisi olarak çalışıyorum ve oyun tasarımcısı olmak istemiyorum mühendis olarak yoluma devam edeceğim" sözleriyle karşılık verdiğini ancak Jobs' un HP'deki işinden ayrılmasını gerektirecek bir durum olmadığını sadece bir oyun tasarlamasını istediğini, bu oyunu yapmak için ne kadar süre istediğini sorduğunda ise Jobs' un kendisine 4 günü olduğunu söylediğini anlattı. Normal şartlar altında 6 aylık bir proje olmasına rağmen azmederek 4 gün, gece gündüz uyumadan oyunu bitirerek teslim ettiğini ve bununda kişisel motivasyonun bir sonucu olduğunu izleyicilere aktardı.
Wozniak, ilerleyen döneme yapay zekanın damgasını vuracağını, "Şuan bunun
üzerinde düşünüyorum. İlerleyen dönemde insanlardan daha hızlı bilgisayarlar
çıkacak ve yavaş yavaş CIO'lardan ve çalışanlardan kurtulacak. O zaman insanlar
mağaralara mı döner bilemiyorum." sözleri ile ifade etti. Wozniak, Apple' dan ayrı kaldığı ve öğretmenlik yaptığı dönemde insan gibi düşünen bilgisayarlar fikrinin oluştuğunu şu sözleri ile ifade etti; " Herkes düşünmenin öğretilemediğini anır. Öğretmenlik yaparken bunun nasıl olabileceğine kafa yordum. Yapay zekası olan bilgisayarların çocukları çekebileceği ve en iyi arkadaşı olabileceği fikrinden yola çıktık. Şu an bu cihazlar kişilik sahibi. Siz nerede olduğunuzu bilmeseniz de onlar biliyorlar. Dokunduğunuzda hissediyorlar. Video ile görebiliyorlar. Beş duyuya hitap ediyorlar. Bir anlamda insan gibi davranıyorlar. İnsan gibi düşünen bilgisayarlar gelecekteki en büyük devrim olacak." FİBA
Holding Yönetim Kurulu Başkanı : Hüsnü ÖZYEĞİN
Güne damgasını vuran bir diğer isim ise FİBA Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Hüsnü Özyeğin'di. Hüsnü Özyeğin, nasıl bugüne geldiğini ve kendisini
girişimciliğe yönlendiren şartları konuklarla paylaştı. Özyeğin; TURKCELL' in kurucularından Mehmet Emin Karamehmet' le Robert Koleji'nden, Murat Vargı ile askerlikte ranzadan tanışıklığı olduğunu belirtti. Karamehmet'e cep telefonu ile iletişim fikrini kendisinin Vargı aracılığı ile götürdüğünü şu sözlerle anlattı: " 1992'de Murat Vargı geldi ve " Motorola, Türkiye' de cep işine girecek." dedi. Bende onu Osman Kavala ve Mehmet Emin Karamehmet' e önerdim. Çok para gerektirecek bir iş sanmıştım ancak gerektirmiyormuş. Hiçbir zaman TURKCELL' e girseydim diye aklımdan geçirmedim. Pişmanlık yok, arkama bakmam."
Özyeğin, kendisinin Mehmet Emin Karamehmet' e ait özel bir bankanın Genel
Müdürlüğü görevini yaparken, o dönemde bankayı nereden alıp nereye taşıdığını
herkesin bildiğini ve taktir ettiğini anlattı. Bir gün Mehmet Emin Karamehmet' i
ziyarete gittiğini ve bankadan 0,5 hisse istediğini, ancak Mehmet Emin
Karamehmet' in kendisine verdiği olumsuz cevap üzerine yaşadığı şoku ifade etti.
Kısa bir süre sonrada kendi bankasını kurmaya karar verdiğini ve bunu konuşmak
için bankayı kurmaya başladığı dönemde Mehmet Emin Karamehmet' le görüşmeye
gittiğini, Karamehmet' in kendisinden iki isteğini dile getirdi. Kuracağı
bankaya, personel götürmemesi isteklerinden birisini oluşturuyordu. Mehmet Emin
Karamehmet' in hisse vermek istemediği Özyeğin' e bu kez ortak olmak istemesi
ise ikinci isteği oluşturuyordu. Özyeğin, 24 kişi ile kurduğu Finansbank' ı büyüterek 5000 personele ulaştığı bir dönemde bankanın satışını yaptığını belirtti. Bu süreç içerisinde de hiçbir şekilde daha önceden genel müdürlüğünü yürüttüğü bankadan personel almadığını, sadece iki şube müdürünün daha sonra kendi bankasına yine şube müdürü olarak geçtiğini belirtti.
Kurduğu bankada geliştirdiği sistemle, güvenlik görevlilerine bile kredi
kartı satışı yaptırdıklarını ve bu görevlilerden her ay en yüksek satışı yapan
personeli banka merkezine davet ederek birlikte yemek yediğini ve sohbet
ettiğini anlatan Özyeğin, "En alt kademedeki çalışanlarla ilişkileriniz
önemlidir. Çünkü haberleri ondan alırsınız." dedi. Üst düzey yöneticilerinin
dikkat etmeyeceği ve gelip kendisi ile paylaşmayacağı şeylere, alt kademedeki
çalışanların görevleri nedeniyle dikkat ettiğini ve paylaştığını maliyetlerin
azaltılmasında da bunun önemli bir etken olduğu vurguladı.
Geçmişe dair anılarını paylaşan ve girişimci yanını vurgulayan Özyeğin
şuan üniversitesinde okuyan bütün öğrenciler de girişimci ruhunu geliştirmek
amacıyla çalıştıklarını ve bu anlamda ilk kuluçka merkezinin kendi
üniversitelerinde bulunduğunu ekledi. Yurtların olduğu binanın alt katında bir
çağrı merkezi oluşturduklarını ve öğrencilere boş zamanlarında çalışarak para
kazanabilecekleri bir sistem geliştirdiklerini ifade etti. Aynı zamanda birçok
hizmeti dışardan almadıkları ve öğrencilerin çalışarak kendi ihtiyaçlarını
kendilerinin karşıladıklarını sözlerine ekledi.
Başarısı ile ilgili olarak, "Eskiden "teknoloji ve
insan" derdim ancak şimdi "insan, insan, insan" diyorum." İnsanın başaramayacağı
bir şey olmadığını vurgulayan Özyeğin'e, şuan şirketlerini büyüklüğü
hatırlatılarak daha büyümek için neler yapmayı düşündüğü sorulduğunda " aslında
biz büyümek için değil mevcudu korumak için çalışıyoruz ama bu da büyümemize
neden oluyor." dedi. Kimsenin yapmaya cesaret edemediği işleri yaptığını ve
girişimkolik olduğunu vurguladı.
Son konuşmacı olarak ise, Acun Ilıcalı davet edildi. Acun Ilıcalı
hayatına dair anılarını paylaşırken, başarısının sırrını sadece insanlarla
kurduğunu iletişimin gücüne bağladı.
Uzay filmlerini hatırlatarak, o filmlere bakıldığında bugün gerçekleştiği
görülen tek şeyin iletişim kısmı olduğunu vurguladı.
Okulda hep başarısız bir öğrenci olduğunu, öğrenmekle arasının iyi
olmadığını ancak zeki olması nedeniyle Anadolu Lisesine yerleştirildiğini
anlatan Ilıcalı, okulu bitirmek içinde yine türlü
sistemler geliştirdiğini ifade etti. Üniversite de kazandığı İstanbul Üniversitesi yerine 2 yıl boyunca arkadaşlarının okuduğu Boğaziçi Üniversitesine gidişini, bu nedenle derslerini veremediğini ve babasının bunu nasıl öğrendiğini anlatan Ilıcalı, hayatına dair ilginç dönemleri konuklarla paylaştı. Babasının üniversite yıllarında özel olarak profersörlerden kendisine ders aldırdığını ancak başarılı olamadığını sözlerine ekledi. 19 yaşında ailesini kaybettikten sonra okulu bırakmak zorunda kaldığını, ticarete atıldığını ancak tam anlamıyla iflas ettiğini söyleyen Ilıcalı özel bir kanalda işe başlaması ile tırmanmaya başladığı başarı merdivenini, güldüren anılarıyla konuklara aktardı. |