Sisoft Sağlık Bilgi Sistemleri SAYED 3. Ulusal
Sağlık
Kurultayı'nda Sağlık
Bakanlığı ile Sağlık
Yönetimi ve Eğitimi Derneğinin (SAYED) düzenlediği ''3. Ulusal Sağlık
Kurultayı'', 20-24 Ekim tarihlerinde Antalya'da
yapıldı.
Sisoft
Kurultay'ın ilk ve ikinci gününde workshoplar düzenleyerek hergün için
katılımcılara birer iPhone hediye etti. Sisoft Genel Müdür Yardımcısı Fatih ŞAHİN Web Tabanlı HBYS, Eğitim
Destek Müdürü Adnan VURAL Web HBYS
Yazılım Örnekleri, Genel Yayın
Yönetmeni Okan KÜÇÜKERSAN
iPhone/iPad Uygulamaları, Ar-Ge Yazılım Uzmanı Onur ALTINDAĞ Aile Hekimliği Bilgi
Sistemi, Oracle İş Geliştirme
Direktörü Murat PEKER Yüksek
Devamlılık ve Felaket Kurtarma Çözümleri, Oracle Sağlık Sektörü İş Geliştirme
Direktörü Dr. Korhan AN ise Kurumsal İş Zekası konularında sunumlar
yaptılar. Kurultay'ın açılış konuşmalarını SAYED Başkanı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Metin DOĞAN, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat TOSUN, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Cevdet ERDÖL, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya ÖZCAN yaptı. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep AKDAĞ Kurultay'a ikinci gün katıldı. Sağlık Bakanı yaptığı konuşmasında Türkiye'nin sağlık alanında büyük bir dönüşüm ve reformu gerçekleştirdiğini söyledi. Sağlık alanında bir çağı kapatıp yeni bir çağı açtıklarını anlatan Akdağ, hükümetin ortaya koyduğu sağlık politikası, stratejisi ve dönüşüm ruhu ile büyük bir değişimin gerçekleştirildiğini bildirdi. Kurultayın
programında vatandaşın temsil
edilmediğine işaret eden Akdağ, şunları söyledi: "Biz
vatandaş ve hastayı öncelik kabul eden sistemi geliştirmeyi amaçlıyoruz.
Sektörün zaman zaman Sağlık Bakanlığı'nın uygulamalarından rahatsız olduğu ya da
'Bu uygulama olmasaydı bizim için daha iyi olurdu' dediği noktalar olmuştur. Ama
işin hasta tarafı düşünülmüyor. Hasta tarafını düşündüğümüzde aslında kendisini
temsil edemeyen halkın temsilcisi de biz siyasetçiler oluyoruz. Vatandaşın kendisini sivil örgütlerle bu
alanda temsil etme yapılanmasının zayıf olması bizi doğrusu halkın avukatı olma
yolunda sürüklüyor. Doğrudan hizmet alan vatandaşın hukukunu korumak bize
düşüyor. Sektörle çekişmelerimiz de vatandaşı ilgilendiren konularda olmuştur.
Biz özel sektörün büyümesini isterken özel sektörün gelişmesiyle ilgili belirli
sınırlar koyuyorsak bu hizmetin Türkiye'de dengeli dağılımını sağlamak içindir."
dedi. Bakan Akdağ,
sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de 10 yıl önce özel hastanecilik diye bir şey
yoktu. İlaç konusunda büyük sıkıntılar yaşanıyordu ve ödemelerde gecikmeler
vardı. Kamu hastaneleri perişan ve sefildi. Ama bugün ise Antalya'nın
Toroslarındaki bir köyde vatandaş kalp krizi geçirse hava ambulansı devreye
girip son teknolojiyle donatılmış hastanelere götürüyor. Türkiye'de son 1.5 yıl
içerisinde yaklaşık 7 bin kişi hava
ambulansı ile hastanelere taşındı. Sistem çok iyi işliyor. Cebinde parası olan, arkasında dayısı olanların sağlık
hizmetini aldığı, ötekilerin ezildiği bir sistemi asla kabul edemeyiz. Sağlık
sisteminin bütün paydaşları kendisini buna göre tanımlamalı. Bu ülkedeki
insanlar haklarını yeterince aramayı henüz öğrenmiş değil. Ne devlet karşısında
ne de böyle hasta olduğu zaman sistem karşısında vatandaş kendi hakkını
arayabilecek şekilde örgütlenebilmiş değildir. Bu vatandaşın hakkını korumak
doğrusu bize düşüyor. Biz bu hususta azami dikkati göstermeliyiz."
dedi. Türkiye'de sağlık konusunda bir
devrim yaşandığını söyleyen Akdağ, "2003 yılında
vatandaşın sağlık sektöründen memnuniyet oranı yüzde 35 iken bugün yüzde 65'lere
yükseldi. Önümüzde yüzde 70'i bulma hedefi var. Türkiye'de anne ölümleri 12 sene
önce yapılan bir araştırmada 100 binde 70'iken, 2010 yılında yapılan
araştırmalarda yüzde 15-16 olacak. Bebek ölümleri binde 40'lardan binde 10
altına indi. Buna benzer çok sayıda örnek var. Ama tabi kötü örnekler var.
Şişmanlayan bir toplum olmaya başladık. Buna karşı önümüzdeki aylarda
tedbirlerimizi almaya devam edeceğiz." diyerek sözlerini
tamamladı. TBMM Sağlık
Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl, Kongrenin açılış konuşmasında bir işçinin sırf sigortalı olduğu için
eczaneden ilaç alamadığı günlerin geride kaldığını belirtti. Erdöl "Sekiz
yıl öncesine baktığımız zaman, sırf sigortalı olduğu için yanı başındaki devlet
hastanesine gidemediği veya devlet memuru olduğu için sigorta hastanesine
gidemediği dönemleri geride bırakmış durumdayız. Yabancılara bunu anlatmakta
zorlanıyordum. Ben PTT'nin hastane çalıştırdığını, Demiryollarının hastane
işlettiğini nasıl anlatacağım diye düşünüyorum. Demiryollarında bir çivi bile
çakılmamış uzun yıllar, ama hastane işletiyor. Asıl görevi sigorta işlemi yapmak
durumunda olan kurum hastane işletiyordu. Belki ihtiyaçtandı. Ama köy
ilkokulunda öğretmensiniz, müdürsünüz ve teftişinizi de siz yapıyorsunuz.
Başarılı olup olmadığınıza da siz karar veriyorsunuz. Böyle sistemi anlamak ve
anlatmak çok zor. Bu sistemi değiştirmek istediğimiz zaman hangi dirençlerle,
hangi baskılarla karılaştığımızı hepiniz biliyorsunuz.''
dedi. Herkesin
sosyal güvence şemsiyesi altında olmasının önemini vurgulayan Cevdet Erdöl,
''Eğer sosyal güvence yoksa, hasta sağlığa erişemiyorsa, istediğiniz kadar iyi
hastaneleriniz, doktorlarınız olsun, dünyanın birinci sınıf hekimleriniz olsun,
çöp bidonlarının yanında insanlar görürsünüz; tıpkı ABD'de olduğu gibi. Şu anda
tıbbın en ileri olduğunu düşündüğümüz ABD'de, arka sokaklarda insanlar ölüyor.
Bu insanların sağlığa ulaşamadığını tahmin ediyorum. Fransa'da emeklilik yaşını
iki yaş yükseltmek istediler, kıyamet koptu. Biz onların yapmak istedikleri
değişikliklerin hepsini yaptık, hayata geçirdik, çok büyük mesafeler aldık,
hukuki düzenlemeleri yaptık. Sekiz yıl önce herkes torpilini bulup yurt dışında
tedavi olmaya gayret ederdi. Şimdi
ülkemiz bilgi ihraç ediyor. Yurt dışından binlerce hasta, özellikle kalp, diş,
göz ameliyatları için ülkemize geliyor.'' dedi. Erdöl, Türkiye'nin sağlık sektöründe yazılım da
ihraç ettiğine değinerek, ''Ama bir arzum daha var. Sizin alet, edevat,
ekipman imal edip ihraç etmeniz lazım. Kendimize yetecek malzemeyi ürettiğimiz
gibi yurt dışına da ihraç etmemiz lazım'' dedi. Sağlık hizmetinin bir bütün olduğunun altını çizen SAYED Başkanı Prof. Dr. Metin DOĞAN, bu bütünlük içerisinde birçok tabakaya ve kuruma ihtiyaç olduğundan söz etti. Bu kurumları Sağlık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Kamu İhale Kurumu, Sayıştay, Hazine Müsteşarlığı, Üniversite Hastaneleri, özel sağlık sigorta kuruluşları olarak sıralayan Doğan, kurum ve kuruluşlardaki tüm sağlık personelinin sağlık hizmetinin sunumunda ciddi rol oynadığını belirtti. Sağlık hizmetinin bütün bileşenleriyle birlikte ekip işi olduğu inancıyla bakılması gerektiğini söyleyen Doğan, bu inançla hareket eden SAYED'in kurulduğu günden itibaren sağlık yöneticilerinin en önde gelen kuruluşu haline geldini söyledi. SAYED'in sağlık hizmetinin sadece Sağlık Bakanlığı veya
doktorların sorumluluğunda değil, doktoruyla, sağlık idarecisiyle, hemşiresiyle
ve özellikle hizmet sağlayan sektör kuruluşlarıyla bir ekip işi olduğu inancıyla
kurulduğunu söyledi. Doğan, konuşmasında "''2007 ve 2008 yıllarında
gerçekleştirdiğimiz 1. ve 2. Ulusal Sağlık Kurultaylarıyla ve yine 2007 Aralık
ayında Ankara'da gerçekleştirdiğimiz 'Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı Konferansı'
ile gelişen sağlık sisteminin önündeki sorunların çözümüne ışık tutmuş olduk''
Bugün de açılışını yaptığımız 3. Ulusal Sağlık Kurultayı'nda hastane yönetiminin
geliştirilmesi, daha iyi bir sağlık sisteminin oluşturulması için sorunları
bütün taraflarıyla birlikte sağlık
sisteminin önündeki sorunları çözüm üretmek için görev alacağız." dedi.
Sağlık
Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat TOSUN yaptığı açılış konuşmasında "Sağlıkta
Dönüşüm Projesi'nin 8. yılında bu dönüşüm programının gerçekleşmesinde çok
önemli bir unsur olan insan kaynağımızla, bilinçli insan gücümüzle düzenli bir
tartışma ortamı sağladığımız, sağlık hizmetlerinin devamı için ihtiyaç duyulan
politikaların geliştirme sürecine katkıda bulunacak çok önemli bir kurultaya
katılmış bulunuyoruz. Kurultay
programını incelediğimde 8-10 sene evvel bu konuları bu seviyede
tartışabileceğimizi hayal dahi edemeyeceğimizi düşündüm. Bundan dolayı sizler
adına gururlandım. Çünkü bu hizmetler insanla birebir ilişkili olan
hizmetlerdir. Bu hizmetlerde önemli olan
insan sevgisiyle insana hizmet sunulmasıdır." dedi. 3. Ulusal
Sağlık Kurultayı'nın sonuçlarından Bakanlık olarak çok faydalanacağını, çalışmalara ışık
tutacağını belirten Nihat Tosun, "Bu Kurultayın ismine yakışır bir şekilde
interaktif olarak yürüteceğimiz çalışmalarımızın insanımıza ve ülkemize yararlı
olmasını diliyorum" diyerek konuşmasını sonlandırdı. Kurultayda; Hastane Birlikleri Tasarısının değerlendirilmesi, kamu ihale mevzuatı ve uygulama sorunları ile ilgili konular, yeni yataklı tedavi kurumları işletme yönetmeliğinin değerlendirilmesi, yeni hemşirelik kanunu ile ilgili görüşler ve uygulama problemleri ve ebelerin durumunun değerlendirilmesi, Sağlık Hukuku ile ilgili sorunları, Ek Ödeme ve Döner Sermaye Uygulamaları, Tam Gün Yasası Uygulamalarında İlk Değerlendirmeler, 2010 SUT ile ilgili Değerlendirme ve Öneriler, Özel Sağlık Kuruluşlarının Dünü Bugünü ve Geleceği, Tıbbi Tedarikçilerin sorunları, Üniversite Hastanelerinin Sorunları ve Tam gün Yasasına Bakış., Sağlık kuruluşlarında İdari ve Mali Yönetim uygulama ve sorunların tartışılması, Özel sağlık sigortası ve mesleki sorumluluk sigortası, Sağlık hizmetlerinde uluslar arası ilişkiler ve rekabet şartlarının değerlendirilmesi ile ilgili konularda fikir alış verişleri yürütüldü.
Etkinlik resimlerini görmek için tıklayınız. |