Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesi
Ankara ’ya hâkim bir tepenin üzerinde kurulmuş, eski Ankara’yı (Hacıbayram, Çankırıkapı, Ulus, İtfaiye Meydanı, Erzurum Caddesi, Kayabaşı Mahallesi) bir kalp şeklinde kuşatan Ankara Kalesi'ne, dik, kıvrıntılı yollara, tarihi kerpiç ve ahşap evlere komşu olan Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, tarihin süslediği güzellikler içinde yükselen, modern ve sürekli yenilenen bir hastane. Hastane hakkında bilgi almak için Başhekim Doç. Dr. Öner Odabaş ile bir söyleşi gerçekleştirdik.-Bilgi yönetim sisteminizin
hastanenizin yönetim sürecine katkıları neler
olmuştur?
Bilgi olmadan planlama
yapmanız mümkün değildir. Sağlıkta
Dönüşüm Programı için temel olan unsur da bilgi olmuştur. Kurumun her
bakımdan içinde bulunduğu durumu görerek, kurumun ana fotoğrafını çekmek,
ileriye yönelik hedefleri, ihtiyaçları belirlemek için, bilgiyi toplamak ve bilgiden sonuçlar
elde etmek gereklidir.
-Başta Sağlık-NET olmak üzere,
güncel e-Sağlık uygulamalarının aldığı yol ve gelecek projeksiyonu hakkındaki
düşünceleriniz nelerdir?
Tüm bileşenleri ile
Türkiye'nin en büyük çaplı projelerinden olan e-Sağlık Projesi, alt yapısı ve
işleyişi çok sağlam olanı bir proje olarak öne çıktı ve kısa zamanda çok önemli
bir konuma geldi. Sağlık
Bakanlığı'na bağlı hastanelerin büyük bir kısmında Sağlık-NET ile ilgili
entegrasyon sağlandı. Sağlık Bakanlığı'nın son yıllarda gerçekleştirdiği büyük
atılımlara ayak uydurabilmek için
sağlık kuruluşlarının önemli bir bölümüne hizmet sunan profesyonel
firmalar da yazılımlarını ve hizmetlerini geliştirerek beli bir düzeye
getirdiler. Bu firmalar Sağlık-NET entegrasyonunu başarı ile gerçekleştirdiler.
Artık hastanelerimizden elde ettikleri fatura dışındaki bilgileri de merkezimize
başarı ile iletebiliyorlar. Proje, bütünüyle hayata
geçirildiğinde bilginin güvenliği ve
hızı konusunda çok büyük bir kolaylıklar sağlayacağını, mükerrer ve gereksiz tetkikleri
önleyeceğini, kişilerin sağlık hizmeti almasında dosyaların çok daha rahat
görülebileceğini, daha verimli bir
hizmet sağlanacağını düşünüyorum. Ne kadar başarılı bir entegrasyon süreci
yaşandığını ve karşılaşabileceğimiz problemleri uygulama aşamasında
görebiliyoruz.
-Veriyi yönetmek, denetlemek ve
karar desteğinde anlamlı bilgilere dönüştürmek adına bilgi sistemlerinin geldiği
aşama nedir? Hastane bilgi sistemleri,
hakikaten profesyonel anlamda hazırlanması gereken yazılımlar olmalıdır.
Mahremiyeti olan hasta bilgilerinin, sağlıkla ilgili bilgilerin saklanması,
işlenmesi ve yönetilmesi söz konusu. Bir de hastanelerimizdeki süreçler oldukça
kompleks süreçler. Çok sayıda bilginin
birçok noktadan hareketi ve kontrolü söz konusu. Türkiye de bu anlamda
profesyonelleşmiş, yazılımlarını geliştirerek ikame ettirmiş firmalar var.
Bunlar sonuç itibariyle hastanelerimize ait istatistikleri ve raporlamaları
istenilen bilgileri kolay ve hızlı olarak elde etmemizi sağlıyor.
-Bilginin uluslararası
standartlara uygun olarak güvenilir bir ortamda saklanması, kullanılabilir,
yorumlanabilir hale getirilmesi kurum açısından neden önemlidir?
Hasta bilgileri yüksek
güvenlik şartları altında, yüksek doğrulukla toplanması, yorumlanması
aktarılması gereken bilgilerdir. Ve bu bilgiler hastanelerimizin
sorumluluğundadır. Bu nedenle kayıpsız
bir şekilde korunması, aktarılması gereklidir. Biz, önceki otomasyon
firmamızdan aldığımız datalarımızı, sıkıntı yaşamadan aktardık. Tahmin
ettiğimizden kısa sürede ve yüksek doğruluk oranıyla aktarımı başardık. Çözüm
HBYS'den önceki kayıtlarımıza
istediğimiz zaman elektronik ortamda da
ulaşabiliyoruz.
Ama sistemin kendisi kadar
öneme sahip olan unsur ise teknik destektir. Hastanelerimizde saniyelerin dahi
çok önemli olduğu kritik bir hizmetten söz ediyoruz. Sistemin sürekliliği, kesintisiz bir
şekilde sağlanması gereklidir. Bu nedenle kullanıcılara verilecek
eğitimlerin ve satış sonrasında da sürdürülecek danışmanlık ve teknik destek hizmetlerinin
sorunsuz olması gereklidir. Hastane bilgi sistemi ne kadar iyi olursa olsun,
zamanında çözülemeyen sorunlar, alınamayan destekler bu iyiliği
gölgeleyecektir. Teknolojinin kolaylıklarına
alışan hastalarımızı ya da hastanede hizmet sunan çalışanlarımızı teknolojinin
sıkıntılarına alıştıramayız. Zaten hasta psikolojisi içinde bulunan
vatandaşlarımızın teknik aksaklıklar nedeniyle hizmet alamamasını
açıklayamayız.
Hastane bilgi yönetim
sistemlerinde teknik destek kadar önemli başka bir unsur ise Ar-Ge
çalışmalarıdır. Hastanelerimizdeki
süreçler çok dinamiktir. Hastalarımızın daha iyi hizmet alabilmesi için
sürekli yenilenen, geliştirilen ve iyileştirilen süreçleri içermektedir. Hastane
bilgi yönetim sistemlerimizin de bu tempoya uygun olarak hareket etmesi yeni yönetmeliklere, genelgelere ve
uygulamalara çok hızlı bir şekilde uyum sağlaması gereklidir. Sürekli
araştırma-geliştirme gayreti içinde, dünyadaki sağlık alanındaki teknolojik gelişmeleri
yakından takip etmesi, bu yenilikleri kendi geliştirdikleri sistemlerinde
kullanması gereklidir. -Hastanenizde kullandığınız Çözüm
HBYS ile Medula Sistemi'ne entegre oldunuz. Medula'ya bilgilerinizin gönderimi
sırasında yaşadığınız sorunlar var mıdır?
Fatura işlemlerinin ve takibinin
elektronik ortamda yapılması artık kaçınılmaz bir hal aldı.
İstenen takiplerin yapılabilmesi, istatistiklerin alınabilmesi, raporların
çıkarılabilmesi için iyi hazırlanmış programların kullanılması gerekiyor. Sağlık alanının kalbini oluşturan bu
programların çok gelişmiş, çok iyi programlar olması gerekir diye düşünüyorum.
Özel sağlık kuruluşlarımızın, üniversite hastanelerimizin, eğitim ve araştırma
hastanelerimizin, devlet hastanelerimizin farklı yönelimlerine, farklı
karakterlerine, SGK takiplerine cevap verebilecek bir yapıda olması
lazım. Medula'ya bilgi gönderimi
konusunda hastane olarak ciddi bir sıkıntımız yok. Elektronik faturaya geçiş
dönemlerinde SGK tarafında bazı sıkıntılar olmuş. Yeni düzenlemelerin de
yapılması ile sorun giderildi. Pratikte karşılaştığımız sorunların giderilmesi
için bazı düzenlemelerin daha yapılması gerekiyor. Bazı tetkiklerin, tedavilerin
bazı hekimler tarafından yapılması Sağlık Uygulama Tebliği'nde yer
alıyor. Ama Türkiye'nin her
tarafında aynı şartlarda çalışılmıyor,
her uzmanlık dalı her hastanede olmayabiliyor. Taşra hastaneleri
genellikle dört ana branştan oluşuyor. Ama bunların dışındaki branşların
işlerinin de yapılması gerekiyor. -Ankara'daki acil trafiğinin önemli
bir bölümünü karşılıyorsunuz. Fiziksel olarak farklı uçlarda, semt
polikliniklerinde de hizmet veriyorsunuz. İşlemlerin eş zamanlı yürütülmesinde
ve veri bütünlüğünün sağlanmasında sıkıntılar ile karşılaşıyor
musunuz? Zaman zaman sıkıntılarımız
oldu. Bunlar ağ bağlantılarımızla, teknik alt yapımızla ilgili sıkıntılar,
eksikliklerdi. Güçlendirme ve iyileştirme çalışmalarımızı tamamladık, artık
sıkıntı yaşamıyoruz. Merkez ünitemizle
eş zamanlı olarak polikliniklerimizde de bütün bilgilerimize ulaşabiliyoruz.
Bir dezavantaj gibi gözüken, fiziksel olarak farklı noktalarda hizmet sunan
birimlerimizdeki çalışmaları bir bütün olarak takip edebiliyoruz. Semt
polikliniklerimize rotasyon usülü ile hekimlerimizi görevlendiriyoruz. Vatandaşın ayağına sağlık hizmetini
götürmek anlamında çok iyi bir hizmet diye
düşünüyorum. Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
kağıtların, filmlerin ve manüel işlemlerin olmadığı, “dijital hastane” konsepti içindeki
bütün işlemlerin tam otomasyon sistemi
ile yapıldığı, kontrol edildiği ve yönetildiği bir hastane işleyişine, ileri
teknoloji donanımına sahip bir sağlık kuruluşu haline geliyor.
PACS (Picture Archiving And Communication
System) alım işlemlerini sonuçlandıran hastane yönetimi
“dijital hastane” olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Konu ile ilgili olarak,
Başhekim Yardımcısı Dr. Muhammet
Özgehan sistemin sağlayacağı avantajları üzerine Dergimize kısa
açıklamalarda bulundu;
Hastanemizde bilgi yönetim
sistemi olarak Çözüm HBYS'yi (Hastane Bilgi Yönetim Sistemi) kullanıyoruz. Güçlü
bir entegrasyon sağlamak adına uluslararası standartlara haiz, tamamı Türk mühendislerine ait tek PACS
olma özelliğindeki Çözüm PACS'ı
tercih ettik. PACS ile, dijital olarak
elde edilen panoramik ve lokal radyolojik görüntüler (ultrasonografi, doppler,
magnetik rezonans, tomografi v.b. cihazlardan elde edilen veriler) çevrimiçi ortamlarda dijital arşivleme
yöntemleriyle saklanıyor. Kayıpsız bir şekilde, hızlı ve güven içinde
saklanan bu görüntüler, gerektiğinde istemcide yeniden görüntülenerek
kullanılabiliyor.
Film kullanımının
olumsuzluklarını (film tekrarı, filmlerin kaybedilmesi, zaman içinde çevresel
koşullar nedeniyle deforme olması, film baskısından kaynaklanabilecek
bozukluklar) ortadan kaldırarak hastaneyi çevreci (kağıtsız, filmsiz) bir
yapıya kavuşturuyor. Filmlerin banyo işleminden geçirilmesi, banyo
sularının, filmlerin çevreyi kirletmesi, kaset taşıma, kasetlerin tarayıcılarda okunması ve
sonuçlarının beklenmesi süreleri yok ediliyor. Filmlerin hastane içinde veya
hastaneler arasında taşınmasına, hastaların filmleri evlerinde saklamasına,
filmleri saklamak için hastanelerde geniş fiziksel mekanlar oluşturulmasına
gerek kalmıyor. Merkezi veri tabanında
bilgilerin depolanması ile oluşan dijital arşiv (görüntüler üzerinde işlem
yapmaya izin verecek şekilde yüksek
çözünürlükte saklandığı için ölçüm ve tanıya ilişkin işlemler kolaylıkla
yapılabiliyor), bilgilerin yeniden kullanılmasını arşivlenen bilgilerin modern tanı yöntemleri ile
incelenmesini sağlıyor. Dijital görüntüler üzerinde işlem ve ölçüm
yapılabiliyor. Görüntüler ve raporların her an, her yerde (tüm iş
istasyonları üzerinden sorgulama yapılarak) ulaşılabilir olmasına ve görüntü
işleme ve ölçüm (mesafe, açı, uzunluk, yoğunluk) yapılabilmesine imkan
sağlıyor.
PACS, tanı ve teşhislerde
daha doğru sonuçlar elde edilmesini sağlayarak sonuçları yorumlama ve raporlama süresini
hızlandırıyor. Görüntülerin karşılaştırılması ve radyolojik bulguların geriye
dönük değerlendirilmesi, karşılaştırmalı raporların incelenmesi, hekimin hastalığın gelişim sürecini daha
iyi kavramasını ve doğru teşhisi daha hızlı bir şekilde koyabilmesini
sağlıyor. Yedeklenen PACS görüntüleri istenildiğinde hastalara CD-DVD
halinde veriliyor.
Modern ve hızlı sistem
sayesinde hasta ve sağlık çalışanlarının karşılaşabileceği radyasyon riski
oranını azaltıyor. iş süreçlerini kısaltıp, hasta trafiğini azaltarak, medikal
bölümlerin ve radyolojistlerin üretkenliklerini artırıyor.
Endokrin Kliniği'nde hayata
geçirilen Çözüm Medikal Klinik Asistan (MKA) uygulaması ile karar vericiler,
hasta başından elektronik hasta kayıtlarına ulaşarak karar desteği buluyor,
bulunduğu yerden veri ve istek girerek sağlıklı veri ve karar süreci
yürütüyor.
Başhekim Yardımcısı ve
Endokrin Klinik Şefi Doç. Dr. Tuncay
Delibaşı uygulamanın özellikleri hakkında bilgi verdi.
Kliniğimizde Cisco'nun yürüttüğü kablosuz internet
alt yapı çalışmaları tamamlandı.
Yaptığımız araştırmalar sonucunda Panasonic'in hastane ortamları için
yeni geliştirdiği Intel atom işlemcili CF-H1 ürününü ve
üzerindeki Çözüm Medikal Asistan
yazılımını tercih ettik.
Hastanelerde, zaman
kavramının çok kritik olması nedeniyle hastanın işlemlerinin zaman kaybetmeden,
hızlı ve doğru bir şekilde yapılması büyük önem taşıyor. Veri kaybının
önlenmesi, her uygulamanın, her isteğin, her verinin kaydedilmesi ve anında
ulaşılabilmesi gerekiyor. Hataya
tolerans göstermeyen sağlık alanımızda daha kaliteli ürün ve hizmete ihtiyaç
duyuyoruz. MKA, bize bu imkanı sağlıyor. Mobil veri girişi ile hasta teşhis,
tedavi ve takip süreçlerimizi elektronik ortama taşıyarak, elektronik sağlık
kayıtlarının (ESK) daha hızlı girilmesini ve hastanın başucundan gerçek zamanlı
sorgulanmasını sağlıyoruz. Hastaya ait işlemlerin takip edilmesi ile
birlikte klinik işlemlerimizi de güçlendiriyoruz.
MKA ile, hekimlerimiz ve
hemşirelerimiz sağlık kuruluşları içerisinde kendi masalarına bağlı kalmaksızın HBYS'ye anında
ulaşabiliyorlar. Bu proje kapsamında, yatan hastalara, özel hasta numarasını
içeren RFID çipli ya da barkodlu bilek bandı takılıyor. Böylelikle hekimler ve
hemşireler, RFID ve barkod okuyuculu
MKA'ları kullanarak hasta hakkında gerekli bilgilere, günlük rutin kontrolleri
sırasında, hastanın yanındayken dahi ulaşabiliyorlar.
MKA ile, hasta tedavilerinin kolayca
planlanabilmesi, izlenebilmesi ve tüm sonuçların evraksız bir şekilde
değerlendirebilmesini sağlıyoruz. Böylece, kağıt ve kalem kullanımını ciddi
ölçüde azaltılıp, doğru teşhis ve tedavi oranını artırırken, tıbbi hata yapma
olasılığını da en alt seviyeye indiriyoruz.
MKA uygulaması “dijital
hastane” konseptinin önemli
basamaklarından birisini oluşturuyor. MKA ile, elektronik sağlık
kayıtlarının eş zamanlı ve hızlı olarak girilmesi sayesinde doğru ve güvenilir
bir biçimde depolanması gerçekleşiyor.
Hasta bilgilerinin korunması, bilgi akışının hızlandırılması ve bilgi
güvenliği bakımından da önem taşıyor.
Kısaca MKA, hizmet
sunucuların ve alıcıların memnuniyetlerini, beklentilerini artırıyor. MKA
uygulaması, kurumsal olgunluğumuzu
(sağladığımız hizmetin her koşulda aynı standartta olması) ve yetkinliğimizi (hizmetin kalite
açısından belli beklentileri sağlaması) artırıyor.
Bilgi sistemleri hakkında temel
düşüncelerini almak için Uzm. Dr. Adil Temel ile
görüştük.
-Hastane yönetimi açısından bilgi
sisteminin önemi nedir?
Bilgi sistemlerindeki
teknolojik gelişmeler dikkate alındığında neredeyse tüm iş alanlarında üretilen
bilginin saklanması, işlenmesi ve değerlendirilmesi süreçleri vazgeçilmez bir
unsur haline gelmiştir. Elbette özünde çok yoğun bilgi üreten kurumlar olarak
sağlık hizmet sunucularının bu gelişmeden ayrı düşünülmesi mümkün değildir.
Sağlık hizmet sunucuları olarak bilgi sisteminin etkin kullanılması sayesinde,
kurumun vermekte olduğu hizmetlerin kalite standartları açısından
değerlendirilmesi ve izlenmesi çok kolaylaşmaktadır. Aynı zamanda bu veriler
ileriye dönük iyileştirme
çalışmalarındaki karar süreçlerinde hastane yönetimlerine sayısız katkı
sağlamaktadır.
-Kullanıcıların bilgi sistemleri
kullanım alışkanlıklarını artırmak için neler
yapılmalıdır?
Yıllar içerisinde
kalem-kağıt-dosya tarzında klasik yöntemle çalışmaya alışmış hizmet
sunucularının tümüyle elektronik ortamda çalışmaya alışması belirli bir eğitim
ve alışkanlık sürecini gerektirmektedir. Ancak bu süreç aşıldıktan sonra,
kullanıcıların bilgi sistemlerine olan yaklaşımı kendileri için “fazladan bir iş yükü” olarak değil, tam
tersine yaptıkları çalışmalar için olmazsa-olmaz bir önkoşul haline
dönüşmektedir.
Bilgi sistemleri kullanım
alışkanlığını artırmak için eğitim konusuna son derece önem verilmeli, kişileri
bilgisayar ekranı ve hazır çalışan bir programla başbaşa bırakıp kullanım ile
ilgili problemlerin üstesinden gelmesi tek başına beklenmemelidir. Gerekli
görüldüğü durumlarda verilen eğitimler tekrarlanmalı bilgi sisteminde oluşan
değişiklikler en kısa sürede kullanıcılara ayrıntılı şekilde anlatılmalıdır.
Burada vurgulanması gereken, bilgi sistemi destek elemanlarının, problem yaşayan
kullanıcının yapamadığı işlemi yapmak yerine, “nasıl” yapılacağını öğretmek yönünde
desteği olmalıdır.
-Kullanıcı dostu arayüz nasıl
olmalıdır?
Bilgisayar programları
yazılırken belirli bir problemi çözme doğrultusunda kurgulanır ve bu şekilde
kodlanır. Bilgi teknolojilerindeki gelişmeye paralel olarak ilk zamanlarda
üniversite düzeyinde eğitime sahip kişilerin kullanabildiği bilgisayarlar artık
cep telefonlarına kadar uzanmış durumdadır. Bu yaygınlaşma sürecinde elbette,
programların daha basit ama ihtiyacı karşılayan sade tasarımlı bir arayüzde olması
gerekliliği yadsınamaz. Karmaşık arayüze sahip sistemlerde, örneğin onlarca farklı pencere ve/veya menü
içerisinde çalışmak durumunda kalınmaktadır. Bu ise her kullanıcının hem eğitim sürecini uzatmakta hem de
yapabileceği hata payını
artırmaktadır. Oysa kullanıcı dostu arayüze sahip bir programda, kişinin
kullanım için gerek duyduğu veriler sunulmakta ve sade bir tasarım ile bu
veriler üzerinde yapabileceği işlemler, menüler ve/veya yardımcı ekranlar ile
çözülmektedir.
Hastanenin tarihçesi ve işleyişine
yönelik olarak hastane müdürü Nebi
Şahinli ile görüştük.
-Hizmet sunduğunuz hasta profili
nedir? Hangi bölgelerden hasta alıyorsunuz?
Hastanemiz Türkiye'nin en eski ve köklü
hastanelerinden birisi. Bu özelliği hem
avantaj hem de dezavantaj
oluşturabiliyor. Avantajı; Türkiye'nin her tarafında bilinen tercih edilen,
önemli sayıda hasta potansiyeli olan
bir hastane olması. Dezavantajı ise; o günün koşullarına göre toplu taşıma
araçlarının kullanıldığı bir dönemde yapılmış olması. 8-9 kişilik koğuş
sistemine göre yapılmış olmasının getirdiği sorunlar, otopark vb sorunlar
hastanenin fiziksel yetersizliklerini oluşturabiliyor. Ankara'da özellikle Keçiören, Altındağ bölgelerinden
ağırlıklı olmak üzere, Ankara'nın her
tarafından hastaya hizmet sunuyoruz.
Hastanemizin Ankara'nın merkezinde olması, ulaşımda
sıkıntı çekilmemesi ve hastanemizde verdiğimiz hizmetin kalitesinin sürekli
yükselmesi nedeniyle Türkiye'de en çok
hasta bakan hastaneler arasındayız. Hastanemizi tercih eden hastalar
çoğunlukla bugün Mamak'ta oturup, yarın Çankaya'ya taşınıyor. Ama nerede
oturursa otursun bu hastaneyi hep kendi evi gibi görüyor. Şu an itibariyle ortama 10.000 civarında poliklinik yapıp,
yılda 35.000 civarında ameliyat gerçekleştiriyoruz. Geçmiş dönemde, SSK
hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na
devredilmesi, tüm vatandaşlarımızın üniversite ve özel hastanelerden
yararlanabilmesi ile birlikte birçok hastane hasta kaybına uğrarken bizim
hastanemizde hasta artışı söz konusu
oldu.
-Yoğun hasta trafiği ve ciddi
sorumluklara sahip olunca, güvenli ve hızlı bir bilgi yönetim sistemi ihtiyacı
doğuyor. Bilgi yönetim sisteminizin hastanenizin yönetim sürecine katkıları
nelerdir?
Bilgi yönetim sistemimizin
her şeyden önce ülke ekonomisine çok
önemli katkısı oldu. Öncelikle, tahlil tekrarlarını önleyerek büyük katkı
sağladı. Artık, hastalarımız yaptırdığı tahlili, başka bir hekime götürdüğünde
yeniden tahlil yapılmasına gerek kalmıyor. İşlemlere, hastanın tüm bilgilerine istenildiği anda, TC Kimlik Numarası ile ulaşılabiliyor.
Biliyorsunuz tahlil kitleri ülkemizde üretilmiyor. Yurtdışında üretilip ülkemize
geliyor. Bilgi yönetim sistemimizin bize sağladığı avantajlar ile paramızın dışarıya akışını
önlüyoruz.
Hastane bilgi yönetim
sistemimizin katkısıyla hizmetimizin
kalitesi yükseldi ve hasta sayımızda önemli bir artış oldu. Çünkü
hastalarımız, sıra beklemeden, zaman kaybetmeden muayene olma, tedavilerini
yaptırma imkanına kavuştu. Hastalarımızın tetkikleri sonuçlandığı anda doktorun
bilgisayarından görüldü. Sonuç çıktıları rapor halinde yazıcılardan alınabildi.
Güler yüzlü personelimizin olması, teşhisinde, tedavisinde isabetli olması,
bilgili ve becerikli olmasının yanında bilgi sistemimizin de etkisiyle çok fazla ameliyat yapan, çok fazla hasta
muayene eden bir konuma geldik.
Tam otomasyon programı
hastanelerimiz, çalışanlarımız ve hastalarımız için Türkiye'de olmazsa olmaz
noktasına geldi. Bizler de vazgeçemeyeceğimiz programlarımızı isteklerimiz
doğrultusunda yeni gelişmeler ilaveler isteyerek zenginleştiriyoruz. Her geçen gün daha iyiye gidiyoruz.
Çalıştığımız firmamızdan memnunuz. Şu anda hastanemizin çok önemli bir
sıkıntısı yok. Sistemin işleyişini etkilemeyen küçük sıkıntılar olabiliyor. Bu
sıkıntılar, yaptığımız işlerimizde de karşılaşabileceğimiz beklenebilen sıkıntılar oluyor. Bu
sıkıntıları sistem içerisinde görerek, hizmetlerimize daha kaliteli sağlık
hizmeti sağlamak noktasında çalışmalarımıza devam
ediyoruz.
-Bilgi yönetim sisteminizin
finansal olarak size sağladığı yararlar neler oldu?
Manuel fatura
işlemlerimizde elbette çok kaçağımız
oluyordu. Sistemdeki işlemlerin kontrolü tam anlamıyla yapılamıyordu. Sosyal
güvencesi olan, ödeme imkânı olan bir çok hastanın işlemi faturalandırma
noktasına getirilemiyordu. Şimdi, sadece acil servise gelen hastaların (ismini
dahi kaydedemediğimiz acil vakaların) dışında polikliniğe gelen hastalarımızın
işlemlerinin tamamını faturaya yansıtabiliyoruz. Bu da hastanemize %30'lara varan bir katkı
sağlamış oluyor. Şimdi hasta geldiği zaman mutlaka bilgisayara giriş
yapılması gerekiyor. Kaydı yapılmamış
hastanın tahlilleri de yapılamıyor.
|