Sağlık ve Bilişimde Objektif Haber

  English

 

DB2 V 8.0 İle Kendi Kendini Yöneten Veri Tabanı Oluşturdu. DB2,  Veri Tabanı Yönetim Sisteminde dünya devleri arasında. Gelişim sürecini son versiyonunuz olan 8.0 ile birlikte değerlendirir misiniz ?

          Geçtiğimiz aylara kadar versiyon 7.2 ile gelmiştik. Şu anda da çok yeni olmak üzere DB2 versiyon 8.0 çıktı. Versiyon 8.0' de de genel çizgi devam etmekle birlikte, performans açısından, ölçeklenebilirlik açısından bir çok yenilik var.  Ama asıl, tek kelimeyle, söylenecek bir şey varsa bu da; DB2'nun, kendi kendini yönetebilen bir veri tabanı olma özelliğinin biraz daha arttığıdır. Versiyon 8.0' de veri tabanının çok sık rastlanan problemler ya da durumlar için, kendi kendini izleyip, ayrıca bir veri tabanı yöneticisine gerek kalmadan, problem olabilecek belli işaretleri gördüğünde, düzeltici hareketleri kendi kendine yapabilmesi ya da bu tarz yeni belirtilerin ve hareketlerin önlendiği yönetici tarafından tanımlanabilmesi amaçlanıyor. Dolayısıyla bir yönetim kolaylığı var; yeni bir kullanıcı ya da yeni bir müşteri DB2'yu alıp kurduğunda veri tabanı yöneticisi, DB2'ya çok alışık olmasa da DB2 uzmanı olmasa da bu tür özellikler sayesinde DB2'yu kullanıp yönetimini sağlayabiliyor.

            Diğer Veri Tabanı Yönetim Sistemlerinden farklı olan nitelikleri konusunda neler söyleyebilirsiniz?

            Her alanda yarışabilme yeteneğimizi ayrıca belirtmekle birlikte asıl  iki tane temel rakibimiz vardır. 

            Bunlardan birisi sadece Windows ortamında çalışan bir veri tabanı. Dolayısıyla kullanıcının ihtiyaçları Windows'un ötesine geçtiği anda tıkanma durumuna geliyor. Bu, DB2'nun temel stratejilerinden birine ters düşüyor; ölçeklenebilirlik.  Diğer  rakibimiz ile çok büyük farkımız, çözüm ortakları stratejisi farkıdır; Rakibimiz  uzunca bir süre, gelişmekte olduğu yıllarda özellikle, çözüm ortakları ile çok iyi geçindi. Ancak  son 3-4 yıl içerisinde son kullanıcı uygulamaları alanına girdiği için ERP çözümlerinde, finans ve sektörel uygulamalarda  kendi çözümlerini ortaya koydu. Dolayısıyla çözüm ortaklarıyla rekabet etme durumuna girdi. Bu da ona oldukça büyük destek kaybettirdi.   En sağlam çözüm  ortakları, kendi alanında dünyanın bir numarası olan bir çok firma  uzaklaşıp IBM ve DB2'yla birlikte çalışmayı seçtiler.

            Ayrıca rakibimiz birden fazla platformu desteklemekle birlikte kullanıcıya daha kapalı daha kendi içine dönük bir sistem sunuyor. Dışarıyla  haberleşmeyi, çözüm ortaklarıyla birlikte çalışmayı stratejik olarak kabul etmiyor. Onlarla rekabet etmeyi tercih etmiş durumda. Bu da bir süre sonra   geçmişte gördüğü desteği göremeyeceği anlamına geliyor. Oysa DB2 tarafında hem birden fazla platform destekleniyor; PC'den Mainframe 'e kadar desteklenen bir platform, hem de IBM stratejik olarak uygulama sağlayıcılarla birlikte çalışıyor. Veri tabanı uygulama ta-rafında her türlü uygulamayla birlikte çalışabilme özelliği ve uygulama sağlayıcılarla rekabet etmek yerine, onlarla birlikte çalışıp onlar için en iyi ortamı sağlama yolunu seçti.

            Bu konuda Ürün Yöneticisi Aliye Özcan Ergülen'in de eklemek istedikleri var sanırım?

Evet. IT teknolojisindeki ana firmalar bir ürünün daha iyi duruma gelmesi için birbirlerini besliyorlar. Çözüm ortaklarından alınan bu teknik yönlendirmeler doğrultusunda çok daha fazla müşteri ihtiyacına yanıt verilebiliyor. Somut isteklere karşılık veren bir database olma yolunda DB2'nun önü açık. Karşılaştırma raporlarını incelediğimizde de DB2'nun çok iyi pozisyonda olduğu ortaya çıkıyor. Sadece fiyat anlamında değil managebility, uyarlanabilme, aplications destekleme gibi kriterlere de bakmak gerekir. Özellikle Türkiye pazarında da ana sistemlerde database olarak DB2 olduğunda multiplatforma da DB2 koyduğunuz zaman uyumluluk anlamında çok avantajlar elde ediyorsunuz. Scalability'ye bakmak gerekir. İster LINUX' ister Windows olsun, ister UNIX IBM  Mainframe'de,  ister  AS/400'de komple çözümler sunabiliyoruz.

            IDC Ekim 2002 raporuna göre, İlişkisel Veri Tabanı Platformundaki ilk on firma analiz edildiğinde; IBM 2000-2001 tarihleri arasında pazar payını %30.2 den %36.5’e çıkarırken, Oracle %37.5’ den %33.4’ e Progress %1.0‘dan %1.2’ye,Other %10.2’den % 5.2’ye, Hitachi % 1.2’den  %1.1’e geriledi.

            Tamer Bey, DB2'yu diğerlerinden ayıran bir başka özelliği de LINUX diye sayabilir miyiz ?

Elbette. LINUX desteğimiz bizi diğerlerinden ayıran özelliklerden bir başkası aslında. Çok firma LINUX 'u desteklediğini söylüyor ama LINUX desteğinden bahsederken sadece INTEL platformunda bizim ürünümüz LINUX üzerinde çalışıyor şeklinde bir yaklaşım bu. Oysa IBM'in LINUX desteğine bakarsanız IBM, LINUX üreticileriyle birlikte LINUX' un farklı platformlara taşınması ve gücünün de artması diğer ticari işle-tim sistemleriyle yarışabilmesi için IBM gerekli katkıyı da yapıyor. Örneğin; geçtiğimiz yıl IBM AIX'i eşsiz kılan bir dosya yapısı sistemi var-dır. Diğer rakiplerinden oldukça daha güvenli bir dosya saklama ortamı sunar bu sistem. Kendisini tek yapan bu özelliği IBM, geçtiğimiz yıl açık kaynak kodu ile yayınlayıp bu dosya sisteminin LINUX'a aktarılmasını sağladı. Bu şekilde bir bilgi ve teknoloji transferi de var LINUX'a. Bunun dışında INTEL platformunda LINUX ve Mainframe' de LINUX'un yanında 2003 yılı ortasına kadar AS/400 donanımı üzerinde LINUX ve risk 6000 donanımı üzerinde LINUX tam olarak çalışıyor ve destekleniyor olacak. Bütün bu platformlarda DB2, resmen desteklenen bir database olacak. Dolayısıyla LINUX bizim için sadece INTEL platformunda kalmıyor, 4 farklı donanım üzerinde INTEL işlemci, Risk 6000 işlemci, Mainframe donanımı üzerinde, AS/400 donanımı üzerinde resmen çalışabilen bir işletim sistemi ve bunların üzerinde de JAVA desteği yine bir başka açıklık katmanı daha. Dolayısıyla JAVA ve LINUX teknolojilerini baz alarak DB2 üzerinde geliştirdiğimiz  bu uygulama tamamen  açık.  En   küçük   PC' den Mainframe 'e kadar işletim sistemiyle birlikte ya da işletim sisteminden bağımsız olarak yine farklı işletim sistemlerini desteklediğimiz için istediğimiz gibi taşıyabileceğimiz bir ortam sağlıyor. Diğerlerinden çok büyük bir farkımız, IBM'in LINUX'a ve JAVA' ya verdiği destek. IBM, Sadece JAVA ve LINUX teknolojilerinin tüketicisi değil aynı zamanda destekleyicisi de. SUN ile birlikte en büyük JAVA geliştiricisi IBM. Bir taraftan da bahsettiğim gibi LINUX üreticilerine ve LINUX' un yaygınlaşmasına oldukça büyük destek  sağlıyor.

            IBM' in yazılım alanında da başarı göstermesinin ardında yatan nedenlerle DB2'nun gelişimini aktarır mısınız?

IBM Data Management ailesi içinde birkaç tane ana başlık var. Bunlardan birisi database çözümleri ki bunlar sadece DB2 çözümleri değil. DB2 dışında INFORMIX ve DB2 öncesinden kalan IMS var. Diğer tarafta doküman yönetimi çözümleri var. Content Manager ailesi olarak geçen doküman yönetimi çözümümüz içerisinde, dışarıdan gelen dokümanların (faksla veya kağıt üzerinde gelen) arşivlenmesine yönelik çözümler ya da içeride üretilen dokümanların (büyük hacimlerde basılan ekstralar, faturalar vs. dışarı gönderilen evraklar) arşivlenmesine yönelik çözümler var. Bir diğer tarafı da 'Business Intelligence' ya da 'veri ambarı uygulamaları' diye bilinen  alana  ait  çözümlerimiz  var. Orada da OLAP ürünleri var, DB2 OLAP Server var. DB2 veri tabanı üzerinde çalışıp daha üst seviye raporlamayı ve organizasyonu sağlayan veri ambarlarının oluşturulmasını sağlayan ürünler var ama bunların hepsinin çekirdeğinde DB2 veri tabanının kullanıldığını görüyoruz.

            DB2 veri tabanının geçmişine bakacak olursak 1993 yılında bugünkü Windows’un Wokstation  ortamında, UNIX ortamında kullanılan DB2’nun geçmişi 1993’e kadar dayanıyor ama ondan öce de DB2 IBM ortamında çok temel bir üründü. AS/400 ve Mainframe ortamlarında kullanılıyordu. 1993 yılında ilk olarak o zamanki en güçlü 32 bit PC işletim sistemi olan OS/2 ve UNIX tarafında da Risk 6000 ortamında sunulmaya başladı. Windows'un ortaya çıkışıyla Windows'a taşındı. Başlangıçta IBM Database Server olarak geçiyordu, sonra paralel server oldu.

            Birden fazla işlemcinin desteklenmesi, farklı ihtiyaçlara cevap verebilmesi için; aynı anda birden fazla makine üzerinde çalışabilmesi gibi yetenekler eklendi. Yetenekler eklendikçe veri tabanı da farklı yönlerde gelişmeye başladı. Farklı farklı ürünler haline geldi. Bütün bu araştırma çalışmalarının sonucu 1997 yılının sonunda, DB2 konusunda stratejik bir noktaya gelindi; “nasıl ilerleyeceği, ne şekilde bir ürün olacağı konusunda dağınık ilerlemeyi toparlamak için.”1997 yılında DB2, UDB (Universal Database) diye yeni bir isimlendirme ve bu isimlendirme başlığı altında da yeni bir stratejiyle ortaya kondu. Bu stratejinin temel kriterleri “Universal” başlığı altında “Universal Access, Universal Applreatör, Excentibilities, Keyable, Trelayable, Management” diye ingilizce isimleri ile adlandırıldı. Teker teker bakacak olursak; bir veri tabanına her yerden erişilebilsin ve bu veri tabanından da her yerdeki verilere erişilebilsin isteniyor. Her türlü uygulama tarafından kullanılabilsin, her türlü kullanıcı ihtiyacını destekleyebilsin, her türlü amaca uygulanabilecek bir veri tabanı olsun. İhtiyaç  duyduğunda veri tabanı içerisinde sağlanan yetenekler ihtiyaç karşılamıyorsa kullanıcı ya da programcı tarafından yetenekleri geliştirilebilsin, genişletilebilsin. Bu Excentibilities özelliği ile sağlandı. Ölçeklenebilsin isteniyor, tek bir PC'de başlayan bir çalışma gerektiğinde büyük bir UNIX makineye oradan Mainframe' e ya da ne kadar talep göreceği önceden pek kestirilemiyor Internet uygulamalarında. Verinin saklanması söz konusu olduğu için güvenilirlik zaten olmazsa olmaz, tartışılmaz bir konuydu. Kolay  Yönetim,  yani  bütün  bu  özelliklere de kolayca tek bir noktadan yönetilebilecek bir veri tabanı içerisinde sağlamak gibi bir kriter ortaya kondu. 1997 yılında Versiyon 5.0 DB2 UDB' in çıkışı bu şekilde oldu.

            Verdiğiniz teknik bilgilerden hareket ederek DB2’nun 15 yıllık geçmişi var diyebilir miyiz?

            Daha önce çeşitli isimler altında  bir dört senesi daha var. Ondan önce de Mainframe ve AS/400 tarafında, aslına bakarsanız, yaklaşık Yirmi  yıldır var. Ondan önce de IBM IMS  veri tabanı, ilişkisel bir veri tabanı değil ama çok büyük köklü firmalarda halen kullanılan bir veri tabanı olarak var, SQL olarak. Türkiye İş Bankası bunun bir örneği. Zaten SQL dili IBM' de icat edilip IBM' de geliştirilen bir dil. O yüzden bu günkü DB2, eski sistemlerde SQL Server olarak da adlandırıldı. Dolayısıyla IBM' in ilişkisel veri tabanı alanında tecrübesi de oldukça fazla. Zaten bu teknolojinin de yaratıcısı olan  firma  IBM.

  DB2'nun Versiyon  olarak gelişimi hakkında bilgi verebilir  misiniz ?

            Teknolojilere bakacak olursanız bugün en popüler olan JAVA desteği DB2'ya versiyon 5.0' den daha önce 1996 yılında eklendi ki JAVA erişimini JDBC destekleyen ilk veri tabanı DB2'dur. Dolayısıyla sıfırdan yeni bir database şeklinde değil de 20 yıllık bir birikimin Windows ve LINUX ortamlarına aktarıldığı bir tarih olarak, başlangıç olarak düşünebiliriz 1997 yılını. İlk başta eğer versiyon 5.0'i başlangıç kabul edersek; SNP Parallelizm denen birden fazla işlemcinin tek bir makinede sorgulama ya da herhangi bir veri tabanı için hepsinin birden kullanılabilmesi, gelen işin işlemciler arasında paylaştırılabilmesi yeteneği vardı. MPP (Massive Parallel Proses) denilen   yine  herhangi bir iş için birden fazla işlemcinin yanında, birden fazla makinenin bu defa kullanılabilmesi ve işin birden fazla  makine  arasında paylaştırılabilmesi özellikle 1997'de versiyon 5.0'ın özellikleri arasındaydı. SQL  desteği bugün bir çok database'e daha yeni girdi. Yine JAVA içerisinde Embedded SQL'ler kullanabilme özelliği standartlar çerçevesinde 1997'den beri DB2 içerisinde.

            Daha sonra ilk değişim, versiyon 6.0 ile oldu. Burada farklı olarak ilk göze çarpan LINUX' un resmen desteklenmesiydi. IBM stratejik olarak JAVA' ya verdiği desteğin bir benzerini de LINUX' a verme kararı aldı. Zaten versiyon 5.0' da betası çıkan DB2 for LINUX'a talep çok fazlaydı. Internet'ten oldukça fazla kullanıcı DB2'nun LINUX üzerinde çalışan versiyonunu indirdi.

            Bunun üzerine IBM, LINUX' u diğer platformlar gibi desteklenen bir platform olarak 1999'da resmen kabul etti versiyon 6.0'da. Bunun yanında DB2 kendi içerisinde kullanılan bir çok uygulamayı da standart Windows uygulamalarından JAVA' ya taşıdı ve  bunların hepsi sadece Windows olmamak üzere grafik ortamı desteklendi; LINUX' tan AIX' den, SUN Solaris' den, hepsinden rahatlıkla JAVA tabanlı tüm grafik ortamlarında çalıştırılabiliyor bugün. Bu gelişimin ilk başlangıcı da versiyon 6.0'daydı.

            Versiyon 7.0'ye gelecek olursak 2000'li yılların başında tema, “tek pakette bütün çözümü verebilmek” şeklinde özetlenebilir. DB2 engine'inin etrafında müşterilere istedikleri her şeyi deneyebilmeleri için entegre veri ambarı çözümü DB2 OLAP Starter Kit verildi. Federate database özelliği tek bir database özelliği tek bir DB2'dan, tek bir veri tabanından diğer DB2'lara da erişebilme, hatta DB2 olmayan diğer veri tabanlarına da erişebilme yeteneği katıldı. Uygulama geliştiricileri için çok yeni bir özellik, SQL dilinde stored procedürler yazabilme özelliği versiyon 7.0'de birlikte geldi. Bir yandan platform bağımsızlığı sürdürürken bir yandan da Microsoft’un kullanıcılar tarafından beğenilen/tercih edilen kullanıcı kolaylıkları sunuluyor. Microsoft'un yazılımları her zaman kendilerinden önce desteklenir. Örneğin Windows 2000 üzerinde ilk sertifikayı alan veri tabanı DB2 oldu, Microsoft'un veri tabanından daha önce bu sertifikayı aldı.

            Versiyon 7.2 kaç yılında ortaya çıktı? Ve ne gibi eklentiler içeriyordu ?

            Versiyon 7.2 2001 yılında ortaya çıktı. 7.2,V 7.0'nin üzerine bazı eklentiler içeriyordu. Orada da LINUX'un özellikle sadece bir INTEL platformu olmaktan çıkıp IBM için bütün donanımları destekleyen donanımdan bağımsız bir işletim sistemi olarak görüldüğü anlaşılıyor. INTEL platformunda desteklenen LINUX DB2 için versiyon 7.2 ile birlikte en üst uçtan da destek görmeye başladı.

            LINUX Mainframe üzerinde O/S390 donanımı üzerinde LINUX dağıtıcılarıyla birlikte taşındı ve Mainframe ortamındaki LINUX üzerinde çalışan DB2, resmen desteklenen bir ürün haline geldi. Dolayısıyla kullanıcılar gerçekten bir PC üzerinde LINUX' ta geliştirdikleri bir uygulamayı hiç bir değişiklik yapmadan Mainframe  donanımı üzerindeki LINUX' a taşıma şansı elde ettiler.

            Bunun yanında versiyon 7.2 de bir de çağın gereği olarak artık çok büyük UNIX makineleri ortaya çıkmaya başladı. Çok büyük belleklere sahip 16 GB, 32 GB gibi büyük belleklere uzanan büyük bellekleri destekleyen makineler ortaya çıktı. O kadar büyük belleğin desteklenmesi için artık yazılımların da 32 bit ten 64 bit' e geçmeleri gerekiyordu. Versiyon 7.2, DB2'nun da 64 bit türevlerini destekleyen işletim sistemlerinin çıktığı bir versiyon oldu. AIX üzerinde, Solaris üzerinde. 64 bit işletim sitemlerinde DB2'da 64 bit çalışabilir hale geldi.V7.2 ile gelen diğer yenilikler, artık DB2'nun popüler olduğu yıllar bunlar. DB2'nun tanınmaya başladığı  yıllar.

            Müşterilerimizden diğer veri tabanlarından dönüşüm istekleri de  gelmeye başladı.  Onları bu çabaların da desteklemek için DB2'da kendi içerisinde DB2 Migration Tool Kit diye bir ürün çıkardı ve çeşitli kolaylıklar sağlamaya başladı. Stored prosedürlerinin dönüştürülebilmesi, verilerin  otomatik  taşınması  gibi bu işleri otomatik yapan nispeten böyle bir programın farklı bir veri tabanı ortamından DB2'ya taşınması için gereken işin yaklaşık yüzde 8090'ınını yapabilen bir dönüşüm programı da ortaya çıktı.

V 8.0 ile de artık DB2 kendi kendini yöneten bir veri tabanı olma yoluna girdi.

            Metin bey; yazılım ekseninde odaklanarak, IBM Türkiye’nin bilişim pazarındaki yeri hakkında bilgi verir misiniz?

 IBM’in  kuruluş yılı 1938. Yani 50 yılı aşkın bir süredir Türkiye' de temsil edilen bir firma. İlk olarak Ankara' da bazı kamu kuruluşlarına   o zaman ki eski sistemlerle kurulum yaparak başlamış, daha sonra Türkiye'de  kamu kuruluşları  ve  özel sektörün gelişimi ile birlikte özel sektör kuruluşlarına da yönelmiş  müşteri pazarını büyüterek geniş bir yapı içerisine girmiştir. IBM, bugün için bilgi işlem alanında Türkiye’de yaklaşık  dört yüz  çalışanı  ile pazarda  lider konumunda. Daha önce donanım alanında hizmet verirken IBM’in  bünyesinde yazılım grubunun kurulması ile 1995’ yılından başlayarak, (VTYS) Veri Tabanı Yönetim Sistemleri alanında çözümler üret-meye başladı ve kısa zamanda bilişim pazarında bir numara oldu.

  IBM'in bundan sonraki hedefi nedir. IBM bundan sonra hangi alanda karşımıza çıkacak ?

            IBM, varolduğu günden itibaren Dünya’da hangi teknolojiyi pazarlıyorsa Türkiye'de de o teknolojiyi pazarladı. Yani güncel olan en son teknolojiyi. Dolayısıyla Türkiye'deki gelişimi de Dünyadaki gelişimine  her zaman paralel olarak seyretmiştir.

            Donanım konusunda olduğu gibi yazılım konusundaki gelişmeler de aynı şekilde gerçekleşmiştir. 1990'ların ortalarında dünyadaki yazılım konusunda IBM'in yaptığı atılımlar anında  aynı şekilde Türkiye atılımlar anında  aynı şekilde Türkiyedeki yazılım organizasyonu gelişmiş bugünki noktaya gelmiştir. Türkiye'deki IBM'i incelerken dünyadaki IBM'e de aynı şekilde bakmak gerekir. Birbirinden ayrı şekilde değiller. 1990'ların ortalarında yazılım IBM için de çok önemli bir yer almaya başladı. Yazılım, günümüzün de en önemli konulardan birisi. Yazılım gittikçe IBM için de daha fazla yer alacak görünüyor önümüzdeki yıllarda da. Bugüne kadar IBM'in kayıtlarında bir donanım şeklinde geçerdi IBM. Galiba bu yıl içinde yapılan bir değişiklikle artık donanım, hizmetler ve yazılım şirketi olarak  algılanıyor aynı zamanda da. Buradan da yazılımın IBM'in bundan sonraki yaşamında diyelim atılımlarında ne kadar önemli bir rol oynayacağını gösteriyor. Zaten genel anlamda yazılım organizasyonu tüm Dünya’da ve Avrupa'da da IBM içinde büyüyor. IBM’de en çok yatırım yapılan alanlardan birisi yazılım. Hem insan sayısı açısından, hem de bu alana ayrılan bütçe bakımından. IBM Yazılım grubu, dünyanın en geniş yazılım portföyüne sahip. e-business odaklı, platform bağımsız, Linux’u destekleyen çözümleriyle kuruluşları geleceğin dünyasına hazırlamayı amaçlayan IBM Yazılım, 6 bin’i aşkın ürünü, iş dünyasına sunduğu çözümleri dört başlık altında topluyor; Şirketlerin e-business’a dönüşümünü sağlayan WebSphere ailesi, her türlü veri yönetimi, veriyi bilgiye çevirebilme, arşivleme çözümü Data Managemant ailesi, kurumların, çalışanları, müşterileri ve tedarikçileri arasındaki iletişim ve yönetim için gerekli tüm işlevleri sağlayan Lotus ailesi,  kurumların tüm sistemlerini, platform bağımsız merkezi bir noktadan yönetilebilmesine olanak sağlayan Tivoli ailesidir.

            IBM'in yazılımlarından özellikle  DB2  için   şunu  söyleyebilirim:  DB2; IBM'in stratejisini oluşturur. Özellikle veri tabanında IBM'in stratejisi bundan sonra müşterilere çözüm götüren stratejidir. Yani piyasada değişik uygulama geliştirmiş şirketlerle işbirliği içinde kendi ürünlerini uygulamalara entegre ederek müşterilerine bir çözüm olarak sunabilmedir. Bu son yıllarda gittikçe artan bir şekilde önem gören bir strateji haline geldi. Bugün bir DB2'nun informix'in tek başına satılma olanağı çok az. Artık müşterilerimiz ben sadece  veri  tabanı almak  istiyorum  diye gelmiyorlar.  Ben bir çözüm istiyorum diye geliyorlar. Bu çözümün içerisinde DB2 ve informix'in olması tabi ki müşterilerimiz açısından, arkasında IBM'in olması açısından çok önemli. Ama biz ürünlerimizi özellikle veri tabanı ürünlerimizi daha çok hem Türkiye'de hem dünyada çözümlerle birlikte satmayı amaçlıyoruz. Bu noktada da çözüm ortaklarımızla birlikte çalışmayı hedefliyoruz. Çözüm ortaklarımızla birlikte pazar payımızı daha da artıracağımızı  düşünüyoruz.

(26.02.2003)