Merhaba, 

           Son günlerde medyada yer alan Hindistan'ın yazılım alanındaki başarıları, Türkiye'de de benzer çalışmaların yapılabileceği fikrini gündeme getirdi. Konu ile ilgili görüştüğümüz kişi ve kurumlar bunun bir ütopya olmadığını, Türkiye'de yaşanan pek çok olumsuzluğa karşın, ülkemizin yazılımı ithal eder olmaktan çıkıp, ihraç eder ülke konumuna yükseleceğini anlattılar. Görüşlerine başvurduğumuz DSP İstanbul milletvekili Sayın Profesör Ziya Aktaş'ın Bilgi Toplumu Bakanlığı ile ilgili önerileri, CHP'nin hazırladığı ve Hindistan'ı örnek alan Bilgi Teknolojileri Modeli, ülkemizden özellikle gelişmiş ülkelere yönelen göçü tersine çevirebilir çözümleri içeriyor. Özellikle, CHP'nin Hindistan Raporunda çarpıcı sonuçlar yer alıyor.

           2001 yılı sonu itibari ile sektörel istihdam 500 bin kişi, yazılım ihracatı ise 7.8 milyar dolar (Hindistanın toplam ihracatı içindeki pay % 21).

           Sektörde faaliyet gösteren kimi şirket ciroları 1 milyar dolara yaklaşmakta ve bu firmalar gelirlerinin % 85-90'ını dış pazarlardan sağlamakta. 2008 yılı hedefi, 3 milyon istihdam ve 60 milyar dolarlık ihracat (Hindistanın toplam ihracatı içindeki pay % 60).

           E-devlet projesindeki ilerleme bu eyaletlerdeki hesap verilebilirliğin, şeffaflığın ve verimliliğin önünü açmış.

           Ülkemizde ise durum tamamen farklı. Üst üste yaşanan ekonomik krizler, yerli yazılımın sakat doğmasına neden oldu. Yapılan araştırmalar, ekonomik krizden en fazla etkilenen, dahası hızla kan kaybeden sektörün üretime dayalı sektörler olduğunu gösteriyor. Bilişim sektörü içinde yer alan ve doğrudan yazılım üreten firmalar, ürünün üretilme sürecinden başlayarak, satışına kadar her evresinde bu krizlerden en çok zarar gören şirketler oldular. Interpro'nun 2001 araştırma sonuçlarına göre 9.1 milyar dolar tutarındaki toplam pazarın, BT (bilgi teknolojileri) pazarı içinde yer alan yazılımın payı 292 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu rakamın içinde Microsoft, Oracle gibi pek çok ithal yazılımın bulunduğu göz önünde tutulursa, yerli üretimin pazardaki payının on bindelik oranlarda olduğu görülür.

           Yerli yazılım firmalarının üretim aşamasındaki en büyük sorunu aşırı personel sirkülasyonudur. Bunun sonucu olarak yeterli uzmanlaşma sağlanamamakta, uluslararası rekabete açık olacak ürünler ortaya çıkmamaktadır. Ülkemizde kendisini ifade edemeyen, makul ücretlerle bile çalışacak iş bulamayan vasıflı iş gücünün, BT teknolojileri konusunda gelişmiş ülkelere göçü, yazılım üretimi sürecini olumsuz yönde etkilemeye devam etmektedir.

           Üretilen yazılımın satışı konusunda yaşanan sıkıntılar daha da üst düzeydedir. TESEV'in (Türkiye Sosyal ve Ekonomik Etüdler Vakfı) 15 Şubat 2002 tarihinde açıkladığı rapor bu gerçeğin nedenlerini açıklayıcı niteliktedir. "Rüşvet ve yolsuzluk sorunu", Enflasyon/hayat pahalılığından sonraki ikinci çözülmesi gereken temel sorun olarak saptanmış bu araştırmada. Kaldı ki, günlük yaşamımızda bunun örneklerine ne yazık ki- sürekli tanık oluyoruz. Rekabet dışı ugulamalar, şeffaflıktan uzak ihaleler ve daha pek çok olumsuzluk.

           Bilişim teknolojilerinin, özellikle yazılımın sermayesi insan beyni, fabrikası insan olan seçkin bir sektör. Bu sektörün üniversitelerin de yol göstericiliğinde kendini ifade eder, üretir, dahası, ihraç eder hale getirilmesi yalnızca bilişim sektörünü değil, tüm sektörleri üretken hale getirecektir. ODTÜ Teknokent ve Gebze'deki TUBİTAK MAM Bu hedefleri gerçekleştirmek için atılmış iyi niyetli adımlardır. ODTÜ Rektörü Sayın Profesör Ural Akbulut'un dergimize yaptığı açıklamalar, Bilim dünyasının konu hakkındaki düşüncelerinin, sektörde üretici rolde bulunan bizlerin düşüncelerinden farklı olmadığını göstermektedir.

           4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği 19 Haziran 2002 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak uygulamaya konulmuştur. Umuyoruz ki, bu yasa ile birlikte ülkemizde yazılım üreten şirketlerin önü açılır. Ancak, unutulmamalıdır ki, sektörümüzün teşvikten çok serbest ve eşit rekabete ihtiyacı vardır. Kamusal alandaki şeffaflık, ülkemize yönelik çözümler üreten yazılımcıların hem üretim hem de sermaye olarak güçlenmesine, orta vadede de, uluslararası pazarda yer almasına hatta rekabet etmesine olanak verecektir.

Hoşçakalın