Merhaba, Temeli Yunan Mitolojisine dayanan, günümüzde tıbbın sembolü olarak kabul edilen çevresine yılan sarılmış Asklepios'un asası hekimliğin simgesidir. Asklepios, asasını yanından hiç ayırmaz, yorulduğu zaman da ondan destek alır, dahası, asası ile ölüleri bile diriltmeye çalışırmış. Mitolojik kahraman Asklepios'tan farklı olarak, yaşadığı kesin olarak bilinen, babası da bir hekim olan Hipokrat'ın yaşadığı zaman diliminde hekimler Asklepios adına yemin ederlermiş. Günümüzde hekimler tıbbın babası olarak bilinen ve felsefesi modern tıp'ın temelini oluşturmuş Hipokrat üzerine "Hipokrat Andı" ile hekimliğe başlamaktadırlar. Hipokrat'ın "Primum non nocere" (önce zarar verme) ilkesiyle yola çıkan hekimler, insanlığın hizmetinde insanlığa daha sağlıklı ve mutlu bir yaşamın yollarını açmışlardır. Bilgi ve iletişim de, tıp gibi insanlığın hizmetinde olmuş, etkin bir güç olarak insanlığın yararına açılan kapıların anahtarlarından biri haline gelmiştir. Çağımızın gereklerine uygun olarak bilgi ve iletişim alanının daha da gelişmesine yol açan bilişim teknolojileri ise, insanlığın yaşamını kolaylaştıran, yaşam kalitesini artıran vazgeçilmez bir unsur olmuştur. Tıp, hiçbir teknolojik dalın kullanmadığı kadar bilimsel bilgiden yararlanmıştır. Daha özel ifade ile Tıp Bilişimi, tıp ve bilişim teknolojilerinin ortak kümesine karşılık gelen, iyi, güzel ve kutsal özelliklerini öne çıkarmıştır. Bu anlamda faaliyet gösterdiğimiz alan, çok hassas, bir o kadar da değerli, tamamen entelektüel bilgiye dayalı değer üretilen bir konumdadır. Bilindiği gibi üretilen değer ya da değersizlik, hem üreteni (yazılım firmalarını), hem de tüketeni (hastane ve sağlık kurumlarını) doğrudan etkilemektedir. Emniyet
Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire
Başkanlığı'nın "2009 yılı yolsuzluk raporu"na göre;
devletin gücü ile kaynaklarını kişisel çıkar ve amaçları için kullanarak
yolsuzluk yapanlar ne yazık ki en fazla sağlık sektöründe bulunuyormuş. Bu
alanda yapılan ve hepimizin şahit olduğu hatalar yine ne yazık ki bu
seçkin alana yakışmıyor. Rapora göre, Türkiye'deki sağlık harcamalarının
tutarı 30 milyar Liranın üzerinde. Suç örgütleri, bu harcamalardan
nemalanmak için özellikle sağlık hizmetleri alanında faaliyet gösteriyor.
Sağlık sektöründeki suçlar, daha çok "usulsüz olarak sağlık karnesi ve
reçete kullanmak, usulsüz medikal malzeme kullanımı ve bu sektörde yapılan
mal ve hizmet alımlarındaki usulsüzlükler" olarak listeleniyor.
Sağlık bilişimi üreticileri olarak bu noktada alınacak önlemler için tespit ettiğimiz başlıkların bir an önce hayata geçirilmesi, bu alandaki suçları engelleyeceği gibi, hem yazılım firmalarını daha seçkin olmaya zorlayacak, hem de bu ürünleri kullanan sağlık kuruluşlarının en iyi ürünü en ekonomik fiyata elde etmesini sağlayacaktır. Sonuç olarak bundan tüm paydaşlar dolayısı ile tüm toplum yarar görecektir; Öncelikli
olarak bu alanda yer alacak aktörlerin tesciline yönelik bir
Akreditasyon Komisyonu kurulmalı, bu kurula
Sağlık Bakanlığı'nın başkanlığı ve denetiminde, ilgili
kurum ve kuruluşlardan (Üniversiteler, başta Tıp Bilişim
Derneği olmak üzere çeşitli STK'ları) üye alınmalı. SB'nın
yayımladığı (yenisinin de yolda olduğu duyumlarını aldığımız)
Çerçeve İlkeleri ile yazılım üreten firmaların
yazılımlarını tescil edecek bir yapı oluşturulmalıdır. Özellikle
HBS yazılımı içeren ihale sonrası yapılan demonstrasyon
komediye dönüşmekte, hem kuruma hem de firmalara günler haftalar
kaybettirilmektedir. Kimi zaman 5-10 günlük demo sonrası, neredeyse
"gözünün üzerinde kaşın var" denerek en uygun teklifi veren firma
elenebilmekte ve Kamunun yüz binlerce lirası çöpe atılabilmektedir.
Nedenleri burada tartışılmayacak kadar kapsamlı, ama demo komisyonunun
uzman üyelerden oluşmaması da bu sonuca neden olan etmenlerden biri.
Oysaki ürünleri hastanelerin ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli olmayan
firmalar akredite edilmemiş olacak, dolayısı ile demo yapılmasına da gerek
kalmayacaktır. Ürünlerinin uygun olmadığını bu nedenle ihaleye giremeyen
firmalar bu yeterliliği sağlamak için ürünlerini geliştirmeleri sağlanarak
çıta yeterince yükseğe taşınacaktır. İkinci başlık ise, hizmet
alımı ile yazılım alımının aynı anda yapılması. Bana göre yazılımcı
firmalara yapılan büyük bir haksızlık. Yapılan ihalede, verilen fiyat
içinde neredeyse "yazılımın adı yok" oluyor. Öyle ki,
150-200 personel ile çıkılan ihalede rakamlar birden bire büyüyüveriyor.
Yazılımı nedeni ile ihaleye giren firma, aynı zamanda bu kadar personelin
de maliyetini eklemek zorunda kalıyor. Oysaki yazılım ile personel hizmeti
ayrıştırılır ise, bundan en çok sağlık kuruluşları yararlanacak, personel
sağlayan hizmet firmaları bu hizmeti daha ucuz ve kaliteli verecek,
yazılım firması da asli görevine dönmüş olacaktır.
Hoşçakalın. |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
ISSN Elektronik Dergi Numarası
|