Yeni bir
başlangıç, yeni umutları da beraberinde getirmesi nedeniyle, her zaman iyi
ve güzeli işaret eder. Biz de merhaba diyerek, yayın hayatını
başlattığımız Çözüm Haber'de, sektörümüz üzerinde yoğunlaşan kara
bulutları dağıtmaya çalışacağız. Amacımız, sağlık sektöründe yer alan
firmamızın, bilişim alanına yönelik çözüm önerilerini sunmak, mevcut
çözümlerini tanıtmak, genel olarak sektördeki olumlu / olumsuz haberlere
yer vermek ve onları kendi bakışımız çerçevesinde yorumlamak
olacaktır.
Sektörümüzün içinde bulunduğu krizin, ülkemizde yaşanmakta
olan krizden çok daha düşük dozda olmadığı bir gerçektir. Zaten körtopal
ilerleyen yazılım sektörü, yaşanan son ekonomik krizin etkisi ile tamamen
sakatlanmış durumda. Çağımızın en karlı alanı olarak anılan yazılım
sektörü ne yazık ki ülkemizde sağlıklı bir gelişme gösteremiyor. Uluslar
arası yazılım firmaları ve bunların kurucuları, dünyanın en zenginleri
içinde ilk sıralara yerleşirken, ne yazık ki ülkemizde durum tamamen
farklı. "Endüstriyel Teknoloji" de geri kalan ülkemiz, yazılım sektöründe
atılım yapabilir, dahası uzun vadede Hindistan örneğinde olduğu gibi
çözümlerini uluslararası pazara sunabilir. Endüstriyel Teknolojiye yönelik
ürünlerin üretimi, her şeyden önce milyarlarca dolara mal olacak pahalı
altyapı yatırımı gerektirir. Oysa, yazılım üretiminde en önemli özne,
eğitimli ve nitelikli iş gücüdür. Oda büyüklüğünde bir alanda mikroişlemci
üretilemez ama rahatlıkla bir bilgisayar ile bir sektörün sorunlarına
yönelik çözümler sunan yazılımlar üretilebilir. Ülkemizde de bu konuda
eğitim almış ya da kendini yetiştirmiş ve kendini kanıtlamış programcılar
yer almaktadır.
Ancak,
günümüzde bu sektörün öznesi de tükenme tehlikesi ile karşı karşıya.
Basında da geniş yer bulan, özellikle "beyaz gömlekli" olarak tanımlanan
ve nitelikli işgücünün durumunu saptamaya yönelik yapılan araştırma
sonuçları, ülkemizin içinde bulunduğu durumun vehametini vurgulaması
açısından çok önemli. İnsan Kaynakları Yönetimi Derneği tarafından, son
kriz döneminde işsiz kalan ve genellikle iyi eğitim almış, çalışan
denekler arasında yapılan araştırma, ürkütücü sonuçları içeriyor. Bu
insanlarımızın ülkeye duydukları güvensizlik, iş bulamama umudunu yitirmiş
olması, hatta "borç içinde yaşıyorum" biçimindeki ifadeleri belki acı
verici, ama asıl beni üzen bu insanların % 7'sinin Türkiye'yi terk ederek
yurtdışına gitmiş olmaları. Geriye kalanların % 12'sinin ise, gitmek için
girişimlerinin devam ettiği araştırmanın sonuçları arasında yer alıyor.
Sosyal
hayatımızı tehdit eden yolsuzluklar sıradan olaylar haline geldi. İşin
kötüsü de, ne kadar üzücü ki bu olayları garipsemez olduk. Üreterek ve hak
ederek dürüstçe kazanmak, "amaca giden her yol mübah" mantığıyla "köşe
dönme" düşüncesine dönüştü. Ne yazık ki sektörümüzde de gözlemlediğimiz bu
olumsuzluklar, rekabet ortamını yok ederken, rekabet ile gelen kaliteli
ürün, iyi hizmet ve ucuz fiyat gibi sonuçları da yok etmektedir. Yapılan
iyi şeylere bile bakışımız "içinde bir iş vardır !" paranoyasına dönüştü.
"Öküz altında buzağı" arayacak kadar şüpheci olmaktan yorulduk.
1986 yılında
yazılım sektöründe yer alan, 1989 yılından beri de ülkemizin çeşitli
türden sağlık tesislerine yazılım üreten yazılımcı ve firma yöneticisi
olarak, bir çok sektör yöneticisi gibi, artık umutların gerçeğe
dönüşmesini görmek istiyorum. Ülkemizin "umutlar tükendiği" için terk
edilen bir ülke olmaktan çıkarılması, "gidecek başka bir yeri olmayan"
bizler için çok önemli.
Merhaba
diyerek başlattığımız yayın hayatımızı, "elveda" diyerek sonlandırmamak
umuduyla hoşçakalın.