Sağlık ve Bilişimde Objektif Haber

  English

           

Ülkemizdeki Bebek Ölümlerinin Başlıca Nedeni Eğitimsizlik

 

           İnsanoğlunun dünya üzerinde varlığını sürdürebilmesi türünün devamı ile mümkün. Bu amaçla insanoğlu başta sağlık olmak üzere, ekonomik ve toplumsal anlamda birçok önlem alıyor. İnsanoğlunun sadece türünü sürdürmesi değil, uzun yıllar umutlu yaşaması da önemli. Bu nedenle dünyadaki bütün kuruluşların, devlet ve uluslararası kuruluşların temel hedeflerinin başında insanların refah ve mutluluk içinde uzun yıllar yaşaması geliyor. Ancak araştırmalar gösteriyor ki, birçok ülkede hala bebek ölümleri hiç de hafife alınamayacak kadar fazla ve ne yazık ki bebek ölümlerinde başı çeken ülkelerden biri de Türkiye.

 

Yirmi birinci  yüzyılın başında, bütün dünyada her yıl İki Yüz Milyona yakın kadının gebe kaldığını, yılda yaklaşık olarak Yüz Yirmi Milyon bebeğin doğduğunu, ancak bunlardan On Milyona yakınının daha Beş yaşına gelmeden  öldüğünü araştırmalar sonucunda edindiğimiz verilerle görüyoruz. Yine her yıl yaklaşık Beş Yüz Seksen Beş Bin anne doğum sırasında ve doğum sonrasında oluşan komplikasyonlarla kaybediliyor.

 

            Geçmişte adı bebek ölümlerinde Zimbabve ile anılan ülkemizde durum öncekinden çok farklı değil ve ülkemizde ölen bebek sayısı Yunanistan'da ölen bebek sayısından daha fazla.

 

            Ülkemizdeki bebek ölümlerinin başlıca nedeni eğitimsizlik. Bebeklerin sağlıklı olarak doğması için annenin sağlıklı olması, gebeliğini bilinçli olarak planlaması, kendinin ve bebeğinin sağlığı konusunda yeterli bilgiye sahip olması gerekiyor. Öğrenimi olmayan anneler ile en az ilk okul mezunu olan annelerin bebeklerinin ölüm olasılıkları arasında büyük bir fark bulunuyor.

 

            Bebek ölümlerinin nedenleri arasında başı çeken etkenlerden bir diğeri beslenme yetersizlikleri. Bebeklerin sağlıklı bir şekilde büyümesi; uygun bir çevre ve korunma koşullarında, yeterli ve kaliteli bakım almasına bağlı. Türkiye'de anne sütü ile beslenme yaygın olmakla beraber, doğru uygulanması ile ilgili bir takım sorunlar yaşanıyor. Bu sorunlar arasında emzirmeye geç kalınması, ek gıdalara çok erken veya çok geç başlanması, yanlış ek gıda verilmesi, anne sütü ile beslemeye başlamadan önce su ve şekerli su verilmesi annelerin doğum öncesi dönemde anne sütü hakkında yeterince bilgilendirilmemesi, sağlık personelinin bu konuda yetersiz bilgiye sahip olması, biberon ve emzik kullanma davranışının yaygın olması ve kültürel nedenler sayılıyor. Ülkemizde yaşanılan bölge ve yerleşim birimlerine göre de çocukların büyüme durumlarında farklılıklar görülüyor.

 

            Kırsal kesimde; özellikle Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan çocukların büyümesinde daha fazla sorun bulunuyor. Annenin gebelik ve doğum sırasında sağlık hizmetlerinden yararlanması bebek ölüm hızını etkileyen önemli faktörler arasında. Doğum öncesi bakım ya da doğum sırasında bakım alamayan annelerin bebek ölüm hızları, bu hizmetten en az birisini alan annelere göre belirgin olarak daha yüksek. Eğer anne hem gebelik,  hem  de  doğum sırasında sağlık hizmeti almış ise bebek ölüm hızı ülkenin ortalama bebek ölüm hızının çok daha altına iniyor.

 

            Tüm bu faktörlerin yanı sıra annenin doğurganlık özellikleri de bebek ölüm hızını etkileyen önemli faktörler arasında. Annenin sık doğum aralığı ve doğum sayısının artması bebek ve çocuk ölüm hızlarının artışına neden oluyor.

          

            Türkiye'de 1985 yılı Ulusal Aşı Kampanyası ve 1985'li yıllardan sonra başlayan Çocuk Yaşatma ve Geliştirme Seferberliği müdahaleleri özellikle yeni doğan sonrası bebek ölüm hızını ve enfeksiyon hastalıklarının bebek ölüm nedenleri içindeki payını azaltmış. Bebeklik döneminde aşı uygulaması sadece aşı ile korunabilen enfeksi-yonlara karşı değil, diğer enfeksiyon hastalıklarının ve ölümlerin azalmasında da etkili olmakta. Türkiye'de Genişletilmiş Bağışıklama Programı çerçevesinde okul öncesi ço-cuklarda yedi hastalığa karşı aşı uygulanması yapılıyor. Bu hastalıklar; Difteri, Boğmaca, Tetanus, Çocuk Felci, Kızamık, Hepatit-B ve Tüberküloz. Okul döneminde olan çocuklara ise Difteri, Tetanus, Tüberküloz, Çocuk Felci ve Kızamık  aşıları yapılmakta. Aşılamayla ilgili önemli yollar alınmış olmasına karşın Türkiye, henüz hedefine ulaşa-mamıştır. Bunun en önemli nedeni sağlık birimlerinde  nitelik ve nicelik yönünden yetersizlik ile araç eksikliğidir.

 

            Bebek ölümlerinin yanı sıra ülkemizde anne ölüm oranı da  diğer ülkelerle kıyaslandığında çok yüksektir. Türkiye'de yılda yaklaşık İki Milyon gebeliğin olduğu ve bunlardan yaklaşık İki Yüz Seksen Beş Bininin isteyerek olmak üzereDört Yüz Elli Beş Bininin düşük ile sonlandığı, Yirmi Dokuz Bininin ölü doğum oldu-ğu, Dört Yüz Altmış Beş Bininin gebelikleri süresince hiç doğum öncesi bakım almadığı 1998 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’nda belirlenmiştir.

 

            Yine aynı araştırmanın so-nuçlarına göre son beş yılda gerçekleşen doğumların yaklaşık yüzde Yirmi Altısı  evde, yüzde On Dokuz’u ise sağlık personeli yardımı olmadan gerçekleşmiş.

 

            Kadının üreme çağı boyunca toplam gebe kalma olasılığı ile gebe kaldığında gebeliğe bağlı nedenler ile ölüm olasılıklarının toplamını ifade eden yaşam boyu risk, Avrupa'da İki Bin gebelikte bir iken, Türkiye'de Beş Yüz Yetmiş gebelikte birdir.

 

            Dünya Sağlık Örgütü'nün 21. Yüzyıl hedeflerine paralel olarak Türkiye'nin bebek ve çocuk ölümünü azaltmaya ve sağlığını iyileştirmeye yönelik hedefleri bulunuyor.

 

            Türkiye, 2020 yılına kadar bütün yeni doğanların, bebeklerin ve okul öncesi yaşlardaki çocukların yaşama sağlıklı başlamalarını ve sürdürebilmelerini sağlamayı hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda belirlenenler;

 

            2010 yılına kadar bütün do-ğumların sağlık kuruluşlarında yapılmasını sağlamak,

 

            2015 yılına kadar ilk Altı ay yalnız  anne sütü alan çocuk oranını yüzde Seksen’e çıkarmak,

 

            2020 yılına kadar bebek ölüm hızını binde Yirmi’nin altına indirmek,

 

            Beş yaş altı ölüm hızını binde Otuz’un altına indirmek,

 

            Yeni doğan bebeklerin ölüm hızını yüzde Otuz azaltmak,

 

            Bütün gebelerin düzenli doğum öncesi bakım almalarını sağlamak,

 

            Düşük doğum ağırlıklı bebeklerin yüzde Yirmi azaltmak,

 

            Beş yaş altı çocuklarda beslenme bozukluklarını yüzde Otuz Beş azaltmak,

 

            İyot yetersizliği hastalıklarını yüzde Doksan azaltmak,

 

            On Sekiz yaş altı gebelikleri yüzde Otuz azaltmak.

(22.02.2005)