Sağlık ve Bilişimde Objektif Haber

  English
  • Adana Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi

    Antik Çağlar döneminde; Gezgin Coğrafyacı Strabon, "Kilikya" olarak bilinen bölgeden, "Coracesion'dan (Alanya), Kilikya-Suriye kapısına kadar uzanan Küçük Asya'nın güneydoğu kıyıları" diye söz eder. Herodot ise; bölgenin "Hypachoea" diye adlandırıldığını, Fenikeli Agenor'un oğullarından Cilix'in buraya gelip yerleştiğini ve onun adından esinlenilerek bölgenin Kilikya adını aldığını nakleder. Fakat Kilikya adına ilk kez, Asur yazıtlarında "Chilakka" olarak rastlıyoruz. Hattuşaş'da bulunan Hitit Kava Yazıtları'na göre; MÖ 1330'lu yıllarda, Hititlilerin koruması altında Adana'yı yöneten ilk krallık "Kizzuwatna" idi. Şehir "Uru Adaniya" ve sakinleri de "Danuna" olarak anılırdı. MÖ 1191-1189 yılları arasında, Hitit İmparatorluğu'nun çöküşüyle başlayan akınlar, ovanın denetiminin çok sayıda küçük çaplı krallıklara geçmesine neden olmuştur. Asurlular, MÖ 9. Yüzyılda; Faslılar, MÖ 6. Yüzyılda, Büyük İskender ise MÖ 333'de bölgede söz sahibi olmuşlardır. Selevkoslar, Kilikya korsanları, Romalı devlet adamı Pompey ve Kilikya Ermeni Krallığı da bölgenin denetiminde söz sahibi olan diğer krallıklardır. 1071'de Alp Arslan'ın Malazgirt Meydan Muharebesi zaferinin ardından, Selçuklular Bizans İmparatorluğu'nun büyük bir kısmını hakimiyeti altına almış ve daha sonra şehirde ilk Türk izleri görülmüştür. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de; Çukurova bölgesinin büyük bir bölümü, dünyadaki tarıma en elverişli alanlar arasında yer alan geniş, düz ve verimli bir alandır. İşte böylesine önemli bir bölgede yer alıyor Adana Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi. Hastane ile ilgili bilgi almak için Başhekim Op. Dr. Musa İnal ile görüştük. Devamı

  • Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi

    1987 yılında şirketimizin de doğum yeri olan Sivas üç vadi arasındadır. Halkının büyük çoğunluğu, çeşitli zamanlarda bölgeye yerleşmiş Türkmenlerdir. İlde yer yer Kafkasya göçmenlerine de rastlanmaktadır. Kızılırmak Havzası; kenti İç Anadolu iklimine, Yeşilırmak; Karadeniz, Fırat Havzası ise Doğu Anadolu iklimine bağlamaktadır. Bu üç su, üç yol, üç farklı kültür anlamına gelmektedir. Sivas şehrinin adı, kentin antik dönemdeki adı olan "Sebastia" sözcüğünün Türkçeleşmesinin ardından bugünkü halini almıştır. Sebastia ismi de Yunancada saygıdeğer, yüce anlamına gelir ve Latincede de “Augustus” kelimesinin Yunanca karşılığıdır. Bu da Pontuslar tarafından kurulan bu kentin, Roma İmparatoru Augustus'un onuruna, onun ismiyle adlandırıldığına delalet eder. Sivas ismi ile ilgili bir başka rivâyete göre ise, kentin adı Farsçada “üç değirmen” mânâsına gelen “Sebast” kelimesinden gelmektedir; Sebast ismi zamanla halk dilinde Sivas olarak yerleşmiştir. Sivas ismi bu şekilde oluşmuş ve günümüze dek gelmiştir.Devamı